EN GÜZEL HİKAYEM
Gözlerimi kısıp gülümsememle,
Başladığım bu karmaşık şiir: Bir feryat figan değil fakat; Gözlerini kapayınca ufak ufak, Ruhun hayallere dalabilir. Seni gerçekten anlayacak, Bir adam bunu yazıyor olabilir. Sen benim zemherim değilsin. Bir bahar ışıltım da olamadın. Zamanın türlü türlü oyunlarında, Hiçbir sahnemde oynamadın. Rüzgârların götürdüğü yerler: Loş bir sonbahar ayazında, Senden son bir haber bekler, Özlemini bırakan adamın ardında. Sanki hiç var olmamışsın gibi, Ne demeli ki insan insana? Yoksun, öyle bir yoksun ki; Ne izine rastladım ne de yoluna. Sabahı bekledim gün, kara gündüz. Geceyi bekledim ay, ölü ıssız. Hani nerde kaldı en güzel günümüz? Bir ben miyim bu kadar bahtsız? Bir sen misin ardından ayrılansız? Ya da gerçekler mi kaldı yalansız? Zaman durmalı mı sana varmama? Ölümü yener miyim sesini duysam? Bu bir feryat figan değil fakat; Sana yüreğimi ne zaman açsam, Benden o kadar uzaksın heyhat! Yakamozun bıraktığı dikey ışıltıda, Ardışık her dalgada seni görüyorum. Kafamı kaldırıyorum parlak yıldızlar. Bir taraf da bulutlar, bir taraf da ay. Sahilden kalkan yük gemisine, Sana hayalden el sallıyorum. Beni görenler anlamazlar. Kendimi yüreğinde sanıyorum. Bu bir feryat figan değil fakat; Ara sıra yüreğim de sızlamıyor sanma. Sen bana en güzel hikayeni anlat. Ya da en güzel hikaye ol bana. |