KÜÇÜKTÜM
Küçüktüm,
Dedem çok kızardı, Çizmelerimi ters giyince. Büyüdüm, Artık çizmem kalmadı, Dedem dünyadan gidiverince.. Küçüktüm, Annem leğende yıkardı bizi. Kaynar suyu maşrapayla dökerdi üstümüzden. Büyüdüm, Nerede o eski günlerin izi. Ne kaldı geriye annemizden.. Küçüktüm, Yaz sıcağında bayırda hayvan güderdim. Susuzluktan dilim tuzlanır, Açlıktan kozak böğürtlen yerdim. Bayırlardan bana doğru uzanır, Halamın yumurtalı ekmeğinin kokusu. Sevinçten kalmazdı bende, Hiç dinmeyen açlık korkusu. Büyüdüm, Şimdi o bütün yumurtaların, Yüzlercesi, binlercesi olsa da.. Tekrarı olmayan anıların, Tamamı artık yaşansa da.. Geri gelmeyecek, Geçmişte iz bırakanların. Küçüktüm, Babam araba yapardı balya telinden. Kardeşimle oynarken izlerdi bizi. Yürekten haz alırdı en derinden. Arslan gibi hissederdik kendimizi. Büyüdüm, Artık balyalar ipten. Yaşanılanlar hep boktan oldu. Hâlbuki eskiden her şey ne kadar güzeldi. Ne kadar masum ve ne kadar içten. İnanın yazarken gözlerim doldu. Şimdi dedem gelse ölürüm sevinçten.. |