İş bu hal
İş bu hal
bazı sözler acıdır acı doğarlar kısmen de olsa d/okunanlara takılmıyorum artık bir tek özgür ruhumu takıyorum bir mavi kuşun kanadına ertelenen yolculuklarım var göğe tırmanan sarmaşıklara sarılıyorum peşimden gelen bir sürü kırılganlıklarla birlikte akşamın en kuytusunda tütsü buharında dağılıyor öfkem elimde kalan, hatırladığım sadece içimdeki can evim ve kırmızı saçlı güleç bir çocuk aşk kalkmış rüzgarın böldüğü şiirime sığınma talebinde başı bozuk oysa şehir gereksiz bir sürü telaş bir nevi kronik başağrısı cinsinden oyun kurucuların uğrak yeri gülhane iken oturdum kaldım bir süre buzdan yontulmuş bir sığınakta bilmem kaç gece üşürken ısıtan var uzakta da olsa sokak lambaları gibi ne zaman unutsam kendimi ayışığı dolu gülüşler bırakıyor yâr eski zamanlardan yanıma yarımı tamamlamak istiyor belli ki oysa kendine açılsa gönül kapısı yeter içimde şımarık bir sevinç terk-i diyarım öylece HERŞEY’im hiç olmadığım kadar var mı ki artık her bir şeyim? bir ihtimal dahilinde henüz çatı katı cadı kazanı ceviz sandığında unutulmuş bir masal doğruluyor kimi bilene Vildan Poyraz Coşkun 31.08.2018 Güneysu Dergisi Sayı 120, Güz 2018 |
Emeğine yüreğine sağlık
_________________________________Selamlar