Veda Sendromu
Biliyorum,gene gideceksin,
Dönülmez bir yolun uçurumunda beklerken seni, Belki de sondu dudaklarımdan çıkan veda sendromunu andıran acı feryatlar, Umut kırıntılarım sıkışıp kalmışken gururun enkazında, Gözlerinin elasına ihanet ediyordum oysa çaresizlik kokan limanlarından geçerken, Efkarlanmış gözlerim usulca yaşlarını döküyordu ayrılığın senfonisini besteleyen gönlü yaralı dolunaya, Ve gülüşünü merhem gibi sürerken tenimin özlerine, Nakış nakış işlediğim mısralarıma yokluğunun ıstıraplarını dizerken sol yanım kan gölü içinde cebelleşiyordu, İncinen duygularım arsızlaşırken mazinin o trajedik sahnesinde, Yüreğimin boşluklarında fırtınalar kopuyordu kapanması zor mühür misali, Huzuru alıp başka diyarlara sürüklerken ruhumu rüzgar, Boğazıma düğümlenen hıçkırıklarla hüznün sığ sularına esir ediyordum yorgunluktan harabeye dönen yıkık bedenimi, Bereketini yitiren sonbahar sevda bahçemdeki güllerini soldururken, Aşk,tohumlarını yalnızlığın kervanlarına göç ettiriyordu, Dillere destan yarım hikaye misali... |