KURBAN OLDUĞUM
O diyardan, kokusunu getiren
Esen yellerine, kurban olduğum. Köy, kasaba, şehir; her nerde isen Çık gel illerine, kurban olduğum. Kimi dağı deldi, kimisi aştı Güzeli gösteren, göz ile kaştı Tâ doğuştan beri, bal mı bulaştı? Tatlı dillerine, kurban olduğum. Dayanamam, günü güne ekletme Ritim bozuk, sen kalbimi tekletme Ne olursun, daha fazla bekletme Çık gel yollarına, kurban olduğum. Olanca sırların, saklıdır bende Senin güzelliğin, hem ruhta, tende Bülbülü inleten, seher vaktinde Çık gel güllerine, kurban olduğum. İkinci baharda, sen oldun Cânan Ne güzel doğurmuş, doğuran anan Yel estikçe, nazlı nazlı salınan Çık gel dallarına, kurban olduğum… 11/12/’19 Hanifi KARA |
Bütün şiirleriniz gibi, bu bambaşka hoş ve güzellikte.
Aslında Hocam şiirlerinizde o kadar kendini buluyor ki insan.
Buram buram Anadolu kokuyor.
Sadece Anadolu'da değil temelinde tespit ettiğim duygulara beni götüren.
Her şiirinizin üzerinde tez çalışması yapılmalı. Başlık bile yetiyor, kalbimi titretmeye.
Araştırmaya itiyor insanı.
Kurban olmak, Anadolu'da çok kullanılan ve değeri hiç küçünsenmeyecek derecede yüksek ve yüce bir duygu.
Aşırı bir sevgi ve yalvarış var, manevi duygular var.
Tabiki bu sevgi seli önce Yaradan'a.
Asırlar öncesine baktığımızda, Hz İsmail'in oğlunu kurban etmek istemesiyle başlıyor insanoğlunun imtihanı, sadakati, teslimiyeti. Af ve magfiret dilemek var Yaradan'a ve beyitinizle de vurgulamışsınız Hakk'a teslimiyeti.
KURBAN
Kurban nedir derseniz, ne tâtil ne de ettir?
İbrâhim, İsmâil’ce, HAKK’A TESLİMİYETTİR...
"Umre şiirinize" göz attığımda yine o yüce duygu silkeliyor beni, gözümün önüne geliyor Kabe görüntüleri.
Gözümden boşalır yaşlar
Gitme diyor dağlar taşlar
Kabe’m sana kurban başlar
Eğdim yere… gidiyorum
Peygamber Efendimize, sahabelerin duyduğu aşırı sevgiyle kesişiyor araştırmam. "Anam, babam, canım , malım, mülküm vb" sana kurban olsun derken, bugünümüze kadar gelen sözcük demeti.
"Efendiler Efendisine" yazmış olduğunuz şiirinizle o duyguları yaşatan.
Bir canım var, Sana kurban Efendim…
Canımın Cânân’ı, Sen’sin Efendim…
En sevgili Sen’sin, Sen’sin Efendim…
Doğum günün, KUTLU olsun Efendim
"Haydi Mehmetçiğim" şiirinizde, bu sefer kurban sözü, bayrak, vatan, millet için feda edilecek can olarak haykırıyor
Her an gölgesinde huzur bulduğum
Gökyüzünde sen güldükçe güldüğüm
Uğrunda can verip kurban olduğum
O şanlı bayrağı burçlara dikin.
"Ölür müsün Sen" şiirinizde o kara gözlere duyulan sevgi ve sevgilinin bir gülüşü için sitem.
Kara gözlerine kurban olduğum
Bir tebessüm etsen, ölür müsün sen?
Cânân'ım diyerek bağrına bassan
Canı cana katsan, ölür müsün sen?
"Özlemim" şiiriniz
Adadıysan canını, ben ben değil senim de
Yoluna kurban olam, senin olsun tenim de
Ne olursun peş peşe, “efendim” de, “benim” de
Ne de çok özlemişim, “-Efendim! ” deyişini
Ve yine şiirinize döndüğümde, Yaradan'dan aldığımız o müthiş sevginin izlerinin derinliğinin, Allah'a dayanması heyecanlandırıyor. Temelinde yatan Allah sevgisi.
Özlem,hasret,bekleyiş yumağında sarmaş dolaş, oluyor insan ve Allah için sevmek, ne güzel, ne yüce bir duygu ve şiirlerinizle bizlere yansıttığınız en yüksek duygu olan Allah sevgisiyle bize yansıyan, her şekle girip, bazen sevgilinin güzelliğini taşıyan, bazen vatan, bazen bayrak, bazen millet duygularını yansıtan Kurban olduğum sözcüklerinin altında en büyük en yüce duygu aslında yatan ve bu duygunun yansımaları şiirlerinize vuran.
Değerli Hocam, güne gelen şiirinizi içtenlikle kutluyor, saygılarımı sunuyorum.
Sevgi, selam ve saygılarımla