YURDUMUN
Güz ayları gelmiş, turnalar göçmüş.
Dağ başını duman almış yurdumun. Ağaçtan yapraklar, uçmuş sararmış. Dağ başına boran gelmiş yurdumun. Karlar sere serpe yere düşerken. Kış, bu yılda yine geldi çok erken. Sığırcıklar, göç yolunda giderken. Yaylaları ıssız kalmış yurdumun. Osmanlı Keçisi yayladan indi. Zavot inekleri yolda göründü. Hatce nine torunlarını sevdi. Bu yılda yüzleri, gülmüş yurdumun. Arpa ile beslemişler kazları. Kına ile süslenmişler kızları. Hoyrat söyler, name çalar sazları. Şükür gönülleri, doymuş yurdumun. Sohbet, ninni, mani kışın dinlenir. Gençler oyun kurar, herkes eğlenir. Koç Köroğlu koçaklama söylenir. Keyifler yerine gelmiş yurdumun. Komşuluklar, yarenlikler, destanlar. Ayrı gayrı olmaz, bir olur canlar. Bu zevkin tadından bilenler anlar. Bilgelik içine sinmiş yurdumun. Muammer KARS 02.12.2012 |
ders vericiydi,
düşündürücüydü,
kutluyorum Üstadm,
Dua ve selamlarımla.