DiLSiZ SuSuM IIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Anneme
Ve babama Dilimde tüy bitmeyen öZLeMLe . . . . . . . Herkesin bir gün ölme ihtimali var bu dünyada Herkesin gerçekten tıka basa sevme ihtimalinin olduğu gibi . . . . . Ölümü ilk kez Babamı yoğun bakım ünitesinde uğurladığım gün tanıdım Çok soğuk ve acımasızdı Artı gaddardı Kalbime kaçan mosmor kırlangıç çığlıklarına Ve gözlerime hınca hınç dolan hıçkırıklara inat Babamı bana vermiyordu Babama sarıldıkça Esiyor Gürlüyordu Ön dört şubattı Herkes üşürken Anadan üryan içim yanıyordu İçim Oysa ki ben ilk kez babamın ellerinde görmüştüm şefkâti Ve o masumiyet dolu karbeyaz şefkâte aşık olmuştum Belime kadar uzanan saçlarımın her bir teline Bıkmadan, usanmadan Tek tek sevmeyi babam öğretmişti Babam... Sonra aramıza ölüm girdi Sinsice... Babamın ağzını bıçak açmadı Günlerce Aylarca Yıllarca Benimkini de Çok çok sustuk Çokkkk sustuk Ebedi sustuuukkk Ben ağladıkca Babam rüyalarımda teselli etti Göl kenarındaki martılar hüznümü göğe uçurdular Avuç içlerimdeki dilsiz dualar öperken babamın toprağından Ondan yadiğar arşipel göz bebeklerimle tutundum hayata Daha da yeşillendi bakışlarım Maviliğin içinde yıkanırken flu umutlarım Yeşerdim Yemyeşil oldum Kış ayazında on dört kez Tepeden tırnağa çiçeklendi gönül bahçem Bir yanımda çocuklarımın ömre bedel nefesi Bir yanımda annemin yetmiş cihana başkaldıran sevgisi Derken... Tam kendime gelmişken Sinsi ölüm Annemin titrek nabzında attı Almış yedi yıllık kalbine sahip olup Onu da sevgiye muhtaç ellerimden aldı Telefonda kardeşimin sesi Yalan söyleme diye feryat eden ben Günlerden sekiz kasım Sesini kıstıkça Taştıkça Taştı kalbimin ağlayan yanı Dört bir yana sürgün etti beni çaresizliğim Dağlarda eksi sekiz derecede üstümde incecik bir tişörtle koştum Koştum Ayak parmaklarım morarana Gözlerim ağlamaktan bitap düşene dek koştum Koştum Anne sesli Kıkır kıkır gülen o çocuğu da aldın ya benden ölüm Helal olsun sana Bundan sonra yerin yetmis kat dibinde Nefessiz kalmak bile vız gelir bana .. nagi han |