Yitik mevsimlerirkilen kaldırımlarda uykusuz ayak sesi sokak lambası yorgun sönük gözünün feri rutubetli sözler çürütüyor ümitleri çaresizce köhne düşlerin saman yolunda yitik yedi kardeşin ardına düşüyorum bulut üfleyip kent meydanına düelloya davet ediyorum kanlar içinde sokağa seriliyor yüzükoyun ansızın bastıran sağanağa karşı direnemiyorum ne yana gitsem peşimde ıslak ayak izi pes edip çıplak damlaları sineye çekiyorum kırık dökük hanlar hamamlar geçiyorum içimin kuş uçmaz kervan geçmez diyarına kapağı atıyor arsız kederler... kayıp mevsimlerimi bulmak için elimde kör kandille ardına düşüyorum hüzünlere soyunurken geceler... |