Kurumuş çiçekler
Ay çekmemiş elini,eteğini henüz üzerimizden
Güneş doğuma sancılanırken kapıda Siz gülün derdine düşmüşken Ezerken ayaklarınızın altındaki papatyaları Hiç mi sızlamadı ayaklarınız Hiç mi acımadı yüreğiniz Kayboluyorum Issız caddelerin Soğuk kaldırımlarında Adımlarım birbirine dolanırken Buz gibi terim Sıcak nefesime karışıyor Buğulu gözlerimi Titreyen ellerimle siliyorum Ezan sesiyle başlayan Köpek ulumaları Kırarken sessizliğin belini Kaç kez nefes alıp verdiğimi Sormayın bana Yetişemem hızına Sonbahar misali Benimde içimden birer birer düşenler var Dilek ağacı değilim ben Çul,çaput bağlamayın Dallarım taşımıyor artık Fayda etmez toprağın bereketi Güneşin varlığı Geç yağan yağmurların faydası dokunmaz Kurumuş çiçeklere Ben bilmem hayatın kaçıncı sayfasındayız Bilmem ben ayraçla,hangi sayfayı ayırdım Yılgınlık Yorgunluk Tabi birazda dargınlık var Kırgınım yoncanın üzerine yağan karlar gibi Kırgınım Buz tuttu yapraklarım Büktüm boynumu Hiçte sızlanmadan Ağlamaklı oluşum Hüzündür diğer yanım Demdir bu Karıştı kara toprağa Kızıla çalan kan gibi Kırık bir gülüşle Ayracı alıyorum Ölümsüz mevsimlere. |
Doğanın sesleri edebiyata çok yakışıyor, inceliklerdi.
Tebrik ederim.
Sevgilerimi bıraktım...