SEVECEK YAŞTAYIM YAR
Tutmadım hesabını kaç bahar geçti, kaç yaz
Umudum taze sürgün sanma telaştayım yar Bırak gün sendelesin zemheri öpsün birak Kim demiş yolun sonu vallahi baştayım yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar… Gözlerim iki büklüm kaç badireden geçti Kaç çizik yedi ömrüm kaç seferden vazgeçti Saçımın telvesini zaman köpürtüp içti Bakma sen aklarıma daha on beşteyim yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar… Başköşeye üs kurmuş ürkekliğim pusuda Bakışlarım diz çökmüş gönlüm çırpınır suda Düşlerim hala bebek içime üfler hüda Gel de gör! Harcanmamış an kadar boştayım yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar… Bir avuç kül bıraktım zihninin avlusuna Umudu alıp sardım gönlümün havlusuna Sevdam dünyaya yeni göz açmış yavru suna Düşümde aşk dokurum ince nakıştayım yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar Taze bir gülüş gönder içime devril gitsin Saklı bahçemde nazlı, şaşkın karanfil bitsin Yaprak döksün direncim, gözlerin yemin etsin Çatalının ucunda çorbanda aştayım yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar Gülüşlerim sırt üstü kirpiklerim kırışık Rüyalarım bir alem fallarım hep karışık Aşk desen sorma gitsin bir dargın bir barışık Aklının ön yüzünde toprakta taştayım yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar Ben acıya baş koydum en dipte derindeyim Güneşi esir aldım mahzende serindeyim Çiçek açmaktan caydı ben hala yerimdeyim İçim içime yıkık kızgın ateşteyim yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar Öfkemi suya saldım ruhumu yatıştırdım Günleri çerez yaptım sabahı atıştırdım Yılları sürükledim geceyi tutuşturdum Aram yok takvimlerle soğuk savaştayım yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar Gel bu öksüz sevincim dizlerine otursun Gel durdur yelkovanı akrebi sel götürsün Alsın bir poyraz seni yamacıma yatırsın Bulutun balkonunda üşürüm kıştayım yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar Gönlümün koridoru sanki hüzün çarşısı Adresim pula küskün bilmem neyin karşısı Uç vermiş sökün eder göz kapağımın süsü Sırt üstü düşerim hep yorgun bakıştayım yar Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar |
Çünkü, her kitap ayrı bir dünyadır. Her kitaptan bir cümle alsa insan, sonunda derya olur.
Kimsenin aklına şiir okumak gelmiyor. Kimse kimseye şiir okumayı tavsiye etmiyor. Bazı yürekler, bazı beyinleri peşinden sürükleyip, şiire kavuşturuyor.
Oysa, insan her kitapta bir cümle kavrayarak ufkunu genişletirken, her şiirde 10 cümle alarak, ufkuna patlama yaşatabilir. Kitaplar kalın olduğu için okunmuyor da şiir niçin okunmuyor? Merak ediyorum. Mesela ben niye okumuyorum." Vakit bulamamak" tabiri şiir için anlamlı değil. Ama "şiir okuyacak vakit bulamıyorum" sözüne diyeceğim yok. Çünkü şiir, boş vakitte, boş kafa ile yazılamadığı gibi, boş vakitte, boş kafa ile okunduğunda anlaşılamıyor. Ya da çok yalın bir ifade olarak kalıyor. Galiba benim vaktim yok değil. Kaliteli vaktim olmuyor.
Her şiir değil ama öyle şiirler ve öyle şairler var ki, her cümle ayrı bir dünyaya sürüklüyor insanı.
Bu bakımdan; İlk etkilendiğim şair Merhum Abdurrahim KARAKOÇ tur. Sizin "SEVDA" adlı şiirinizde çok çarpıcı cümleler yakalamıştım. Anlıyorum ki, tembellikten sadece bir kaç şiir okuyabilmişim. Bu şiirinizde o kadar özgün cümleler buldum ki, her biri volkan bacasından fışkıran kor gibi etkiliyor etrafı.
Şimdi sıralasam cümleleri bir sayfa yazı olur.
ama şu kıta tümüyle size özgü olmuş.
Bak! Acıya el koydum en dipte derindeyim
Güneşi tutukladım mahzende serindeyim
Çiçek açmaktan caydı ben hala yerimdeyim
İçim içime yıkık kızgın ateşteyim yar
Ben hala deli gibi sevecek yaştayım yar
Bilirsiniz, KARAKOÇ Türk Edebiyatında bir çığır açmıştır. Bir söz yalın haldeyken bile, "Beni KARAKOÇ yazdı" diye, ihbar eder kendini. Sizin üslubunuzu da bu bakımdan bir çığır olarak görüyor, Türk Edebiyatına katkınızdan dolayı ayrıca tebrik ediyorum. Kaliteli vaktim oldukça, şiirlerinizi içer gibi okuyorum.