TREN MÜZESİ (*)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 2015 yılında Haydarpaşa Gar’nın otel olma tehlikesine karşı 10 adet uzun HAYDARPAŞA GAR OTELİ ŞİİRKAYELERİ yazmıştım. Güncel olarak Haydarpaşa Garı’nın ek binaları, boş alanları, atıl depoları yeniden tehlike altına girdiğinden, bu tarihi mirasa sahip çıkmak amacıyla "Dava sona erene kadar" şiir yazmaya devam edeceğim.
Küçükken,
misafirlikteyken, "Nesi Var" oyunu oynardık, herhangi birşey tutardık, ve birbirimize sorardık. Mesela Patlıcan; "Nesi var?" "Yazın çıkar." "Ya şekli?" "Yuvarlak, uzunca gövdesi mos-mor’dur rengi." "Yenir mi?" Musakkası-dolması, birde İmam Bayıldı’sı." "Bildim! Patlıcan? "Patlasın senin kocan!" Mesela ben bu sefer "Diploma" yı tuttum; "Nesi var Kara Zurna?" Diye siz sorun yeter; "Fotokopisi." "Daha nesi?" "Noterden tastiklisi." "Ya rengi?" "Nerden bileyim, aslını görmedim ki! Bldiğimiz diploma, aslı ortada yok ama." "Aşkolsun!" "Aç koynuna kuş konsun!" O günler ne güzeldi! birden-bire böyle aklıma nerden geldi? Konumuz aslında; Dünün Haydarpaşa Ana Gar’ı, bugünün İstanbul Kültür ve Sanayi fuarı. Rüya ise aynı rüya; garın arkadaki boş alan ve atıl hangarlarda; "Tren Müzesi, Çamlık. Bu şiirde böyle bitti işte, gelecek hikayede; "Hangar ve Cer Atölyesi" ’ni gezeceğiz. Simdi ise, sadece; "Gün gelecek!" diyeceğiz, herşeyin çok güzel olacağı bir zamanda; İstanbul’da, burada Haydarpaşa Kültür ve Sanayi Fuar’da Hayvanat Bahçesi’ni de göreceğiz. Balıklar akvaryumda, Botanik bitkinin 1001 çeşidi cam altı sera’larda -görmedik-bilmediklerimiz yani- daha neler neler? Yalnızca hayal-umut ve azmetmek yeter!" der, şiirde burada biter. (*) Yana yatık/içeri dizeler HAYDARPAŞA GAR OTELİ ŞİİRKAYELERİ’nden alınmıştır. |