Ayrılık Çeşmesi
Özlem ve anılarla
dolu eylülün hüznünü yaşarken harabe yüreğim, Dudaklarından çıkacak bir tatlı söze nasıl da ruhunu teslim ediyordu, Ve süzülürken yaşlarım toprağın huzur saçan kokusuna, Umut,acılarını kabullenip gamzenin çukurundaki tebessüme kabuk bağlıyordu, Avazının çıktığı kadar haykırırken içi yaralarla dolu sokağından, Gurur,köşe başında sırıtıp bizi uçuruma sürüklüyordu, Bir Şair misali nakış nakış işlerken gözlerini dağınık mısralarıma, Kalemim gitgide son cümlelerini tüketiyordu, Ve çalarken en güzel aşk şarkımız ayrılık çeşmesinde, Yalnızlık,çaresizliğine yenik düşmemem için beni sımsıkı sarıyordu, Ama ne çare Dilba Hanım! Solan bir gülün kokusunda gülüşünü ararken, Sonbahar,tüm güzelliğiyle sol yanıma bereketini yağdırıyordu.. |