TAŞLARI YERİNDEN OYNATMAK
TAŞLARI YERİNDEN OYNATMAK
Sahipsiz, desteksiz, altından değerli toprağım İthale gereksinim dikenleriyle, kanıyorum Nerede ürünlerimizin hormonsuz, doğal üretimi Nerede, Türkiye’nin yedi coğrafi bölge verimi Her şeyi dışarıdan alır olduk, ona yanıyorum Bu gidişatın sonu ne olacak, bir bilen var mı? Buğday, saman, et ithalinin arttığını duyup da Çok şeylerin sıfırlanmasına seyirci kalınır mı? Toprağı avuçluyorum, sıcacık doğurganlığı Aşkı, sevgisi, bereketi, doyuruculuğu ana gibi. Emeğin, alın terinin karşılığını hep almak varken; Çığlık çığlık çiftçinin, besicinin, üreticinin feryadı Dağlar tek tek çökerken, gözler kör, kulaklar sağır. Hangi direnç sonlandırır bu karmaşayı, tez elden? Borç batağına saplanan, kimlere anlatsın halini… Güler yüzlü çiftçi, üretici gören var mı, yüzler asık Hububat mevsiminde başakların sevinci yok, niye Yeniden rüzgârın türküsünü dinler mi harman! Hasat renklerinin coşkusunu kim yasaklar, ne diye Yüreğim param parça, kolum kanadım kırık Bir yıkım fırtınası, bir kıyamet öldüresiye Sistemin zilleri, usları uyuturken çığlık çığlık… Değişim rüzgârlarıyla; taşları yerinden oynatmak! ‘Türkiye Tahıl Ambarı’ övüncünü unutturan ne! Nedir ‘Yerli Malı’ tüketimini sonlandıran sistem! Küresel yangın dumanları, sisler saçıyor tepemize Erk-güç; faydacılık, kin/kan kokuyor, savaş kokuyor… Emekçi yoksullukla savaşırken, çaresizce bakıyor Sebzeye, tahıla, meyveye sahip çıkmak acının rengiyle Hayvan üreticisi kan ağlıyor, et tavan yapmış, cep yakıyor Ey, yöneticiler, Cumhuriyetçiler, emekçiler şiirim hepimize! Gülşen şenderin |