Müzeyyen Hanım
Boş bir ev gibiyim,
Yalnız ve pencereleri tozlu, Son sözü umut olan bir şiirin mısralarında kayboldum, Dilimde hırçın bir şelale, Dudaklarım kupkuru, Suskunum.. Sensiz yatak gıcırtılı bir tabut, Tam 7 yıl 347 gün önce ölüm sana pusu kurdu, Geriye bıraktığın yemyeşil bir dalı kuruttu, Gökyüzünde beraber uçan iki kuştuk, Peşin bırakmayan hangi kara bulutttu.. Şu koltukta kumanda kavgası yapardık, Balkonda saksılarını sulardık, Birbirimizi ıslatırdık, Örgülerin bozulurdu kızardın.. Nakış nakış danteller, patikler örerdin, Her nakışta aşk diye çarpardı yüreğim.. Hey gidi günler hey! Saçlara kar yağdı, Elde baston kaldı, Unutkanlık epey bir azdı, Lanet olsun sensiz yaşlandım.. Sana elbiseler, gülücükler,naz etmeler, Çiçekler her şey çok yakıştı, Ama 7 yıl 347 gün önceki ölüm hiç yakışmadı, Bekle az kaldı, Mezarının dibinde hayata küseceğim, Gözlerimi kapatacağım, Yanınıza geliyorum, Müzeyyen Hanım!... (Şair dostum Araz Şen’e ithafen) |
Yüreğine kalemine sağlık
___________________________________________Selamlar