Ömür dediğin ne ki-2
Ömür dediğin ne ki -2
Kırk lokmada tükettim, gündüz ile geceyi Ayların omuzunda, ağırlaşmış yıl gittim Parmaklar sayısınca, dilimdeki heceyi Gömdüm mide içine, iki arşın yol gittim Takıldım kalakaldım, firavunun çağında Dağarcığı unuttum, yüksek Ağrı dağında Hormona yenik düştüm, yüzüm bendim solunca Yük üstüne yük bindi, yenildim bak kulunca Geçen günüm zararda, ömür heba olunca Yüreğimden yaralı, kolu kırık dal gittim Sirke döktüm yaraya, kaldım üzüm bağında Günlerimi tükettim, kalbin hemen sağında Biraz insanım dedik, ağırlığım civaydı Yüreği serinletmez, esip geçen havaydı Mazlum doğduk diyerek, suçlar bize revaydı Çok ağlayıp az güldüm, denizlere sel gittim Dikeni bol balıklar, balıkçının ağında Akşamı beklemeden, kavrulacak yağında Data’da arşivlendi, kaybolmayan izimiz Zamana yenik düştü, bozulmayan özümüz Karşıya çarpıp döndü, buza dönen s’özümüz Tavan, taban arası, yıpratılmış dil gittim Kırk yılımı doldurdum, dişimin kovuğunda Daraldıkça daraldım, nefesin soğuğunda Naylonsu bir hayattan, değere bindi meşin Dünya bize dönerken, batışı hoş güneşin Yola çıktık bir kere, dönüşü yok bu işin Mevki kazanmak için, bir elimde gül gittim Gözlerim baka kaldı, padışah koltuğunda Tamda ora talibim, kıyamet koptuğunda İSHAK ARAS ishakaras(mihman) 15 Eylül 2019 Bir yarada ezildi senlik benlik kinimiz Ufuklara bakacak sevgilerle yönümüz Kılıçlarımız paslı gelir bizim günümüz Pir karacaoğlanım söylesin halimizi Duyulsun birlikte ses çalıyor sazlarımız Kesilmesin fırtınam serindir yazlarımız....Ahmet Kara, üstadıma yorumundan dolayı çok teşekkür ederim |