Bulut Yası
Arsız bir bıçak, darmadağınık vicdanıyla gözlerinin baharını kana buladı
Bir bulut öldü, gökyüzü ağladı... Bir hiçlik hikayesi uydurduk, adaletin acı verdiği çocuk yüreklerinde Yorgunluğunu güzden alan gazellere ve sararmış yüzlerine yazdık Şiir olmadı bu avuçlarımızdan dükülen Sonra dizelerde solan Sonra ağlayan Veda olmadı bu yazdıklarımız, inan İnan başka bir şey ayrılıktan Dizelerimize kelepçelenmiş zindanlara vurdu gölgen Yansıdı yüzümüze bir ayna gibi Bakmayı unuttuğumuz her yerde yıldızlar kaydı Bıraktık yeni bir ’’yarın’’ dilemeyi Ellerimiz suçlu kaldı, ellerimiz kirli Ayrılığın şeytanlarını taşladı bir çocuk Yakıldı tüm k/ağıtlar Güneşine hasret bir gökyüzü gibi Özledik gonca kokan ölümsüzleri Özge’yi, Şule’yi, Emine’yi Hepsini... Herkes sustu Suskunluğun mezarını kazdık Hangi kelimelere sığdırmaya çalışsak, sığ kaldı anlattıklarımız Ve yine çığlıklar koptu içimizin kışlarında Bir dün, bir bugün, bir yarın daha alındıkça ellerden Seslerden Nefeslerden Küstürdük baharları da, yazları da Bir hikaye anlattılar ardından Dediler ki Güzel bir bulut öldü, yaşamadan |
"Bir hikaye anlattılar ardından
Dediler ki
Güzel bir bulut öldü, yaşamadan"
Çok güzeldi, çok ama çok güzel ötesi harikaydı.
Keşke bulut ölmeseydi diyeceğim de ama biliyorum nafile.
Tebrikler.