SEYİR DEFTERİ
Seyir defterinin her köşesi doldu Robinson,
Cumalar sıra sıra dizildi de cuma gelmedi. Bir ucu kırık kalemim vardı elimde en son, Hep sana yazsam de defterin seyri değişmedi. Seyir dedim de biliyorsun, pusulam senden ibaret, Bakma kuzey ibresinin kızıllara boyandığına. İster gelme, ister gelmeyiver, istersen de beklet; Seni bekliyorum Robinson, cumadan bıraktığınla. Sahi sen nasılsın? Denizin nasıl; ılık mı sıcak mı? Ben de işte bildiğin gibi, gelgitler adasındayım. Seyir defterim bitiyor, gelirken getir tamam mı? Hoş, getirmesen de ben hep sana yazılmaktayım... Dün kıyılarda dolaştım iki kelam edeyim dedim, Ağustos’a uğradım onun da canı epey sıkkın. Bir üşüme alıyormuş ara ara açıkçası endişelendim, Senin yokluğundan bunlar, şubatlar bile sana yangın. Yangın demişken, gönlüm tıpkı külhane gibi, Bir özlemin var senin; biri bitiyor biri başlıyor. Şikayetçi değilim, asla! Gamlı görünse de deniz dibi, Sözlerin geliyor aklıma, medcezir bile uslanıyor. Benden haberler bunlar, bu kadarla avunmaktayım Ama nasıl da cumaya tutuldum ah bir görebilsen. Seyir defterim de bitiyor, son boşluğa yazmaktayım, Cumasızım Robinson, keşke dünden çıkıp gelebilsen... -Kurşuni- |