HÜVEL BAKİ
Mektuplar artık hep geri dönüşsüz,
Yaşıyoruz derken habersizce ölmüşüz... Kırılmış gönlümüzle birlikte kalemler Yarım kalmış aşka adanan tüm şiirler... Tutsak sevdalar havalanmış semalara, Ezanlar karışmış okunan son selalara... Cenaze namazım kılınmış bile çoktan, Bedenim yalnız kalkmış musalla taşından... Topraklar yığılmış soğuk olan kefenime, Yasinler okunmuş sessiz kalan kabrime... Yazılmış baş ucumdaki taşa "huvel baki" Yaşıyorum sandım başıma vurulunca ta ki... Kendime geldim o an tahtanın tok sesiyle, Acıyla karşılaştım zifiri hayatın kendisiyle... Karşıma geçip sorguladı beni sual melekleri, Düşünemeden cevapladım içimdeki gercekleri... Kollarımdan tutup beni önlerine kattılar, Alevlerin sardığı koca bir kuyuya attılar... Yandım ateşler içinde, bağırdım feryatla Ateşler beni daha sıkı sardı sanki inatla... Eridim tükendim, beni yaktılar defalarca, Hiç kimse duymadı kendim duydum yalnızca... Yalvardım bana son bir şans daha verin diye Dediler ki tek fırsatın idi dünya denilen hediye... Tövbelerim kabul olunmadi kaldı hepsi yarım Sevabım boynunu büktü isyan etti günahlarım... Pişmanlıklar sıra sıra dizilse de yanık dilimde, Ne güç ne de yüz kaldı dua istemeye yüzümde... Kaybettim dünyalarımı geri dönemem bir daha, Sevdama,yaşadığım maziye ve ruhuma fatiha....! Kurşunî |