Ölüm Yorgunluğu
Yavaş yavaş ölüyorum.
Her gün biraz daha eksiliyorum şu fani dünyadan. Geçmiyor yorgunluğum. Geçmez de ömrüm boyunca. Ne zaman düşecek olsam, Tutunuyorum bir yerlere, bir şeylere. Kitaplara örneğin, beni hayata bağlayan şiire. Resimlerim var biriktirdiğim. Bir kavanozda bazen anılarım. Seslenirim duvarlara, Duyamaz kimse beni. Sessiz bir haykırış var içimde. Anlatamadığım. Söylemesi zor şimdi. Durup dururken bakıp uzaklaştığım. Ben bu değilim belki de, Kendimde değilim uzun süredir. Dedim ya tutunuyorum işte. Yeniden yaşamın kıyısına adım atmak kolay mı? Hüznüm var bir de, Uzayıp giden kuşkusuz bir hüznüm kursağımda kaldı hayallerim. Hepsi bir bir döküldü gözlerimden. Kayıp gitti ellerimden. Avuçlarım eskisi gibi değil, Göz altlarım kırışıklığını büyütüyor. Yaşlandım belki de. Gölgem bile yorgun baksana. İşitemiyorum bazan, Kulaklarım iyi duymuyor belli. Eskisi gibi değilim artık. Söylenip duruyorum kendime. Sen bu değilsin diyorum. Çürüyüp giden bir bedenim var geriye kalan. Bir de eskimeyen şiirlerim. Ölmek de var elbette. Ölüm her zaman ve her yerde. Bir nefes kadar yakın, duymak zor. Kaldı ki, kalkıp gitmek gerek vakti dolunca insanın. Ben bu hayatın dengi değilim anladım. Gölgesi altında ölümün, Usulca esiyorum. Beklemekteyim gelecek olanı. Şimdi bekliyorum geleni, gelmekte olanı. Sessizce esen bir rüzgar duyar gibiyim. Sonundayım belki de yolun. Arafta gibiyim. |
Ölüm Yorgunluğu
Yavaş yavaş ölüyorum.
Her gün biraz daha eksiliyorum şu fani dünyadan.
Geçmiyor yorgunluğum.
Geçmez de ömrüm boyunca.
Ne zaman düşecek olsam,
Tutunuyorum bir yerlere, bir şeylere.
Kitaplara örneğin, beni hayata bağlayan şiire.
Resimlerim var biriktirdiğim.
Bir kavanozda bazen anılarım.
Seslenirim duvarlara,
Duyamaz kimse beni.
Sessiz bir haykırış var içimde.
Anlatamadığım.
Güzel bir şiir okudum. Şairimi KUTLUYORUM.