GÖRÜŞ MENZİLİN KADAR UZAĞI GÖRÜRSÜN
ah sardunyalar ah
ayrı dünyalar düşler hülyalar yolunu şaşıran turnalar martıların sessizliğinde cama vuran damlalar sulu sepken bir boğaz kıyıya vuran yakamozlar ahraz bir gece vakti kaç niyaza kucak açar ki Karaköy iskelesi Galata kulesi kaç kez içmeden sarhoş olur sızar az mı küpeştesi olmayan tahta köprülerden geçtim sallandım durdum ne idim ne umdum ha düştüm ha düşeceğim diye az mı kendimi yordum yak şimdi meczup ışıkları bütün duyguları ortaya saç kim bilir belki tam bilmediğin bir şarkıyı mırıldanır durursun vakitsiz esme iki de bir de küsme görüş menzilin kadar uzağı görürsün yok böyle bir şey düşeş attım yek geldi tek tek gelin demiştim ama kimse beni dinlemedi hayat bu ya kimler geldi kimler geçti ama son giden bağrımı çok fena deldi |
Aşk denilen bir ihtiras
Onsuz da yaşanmaz kesin
Eritir ömrü inceden... Şiirinizi severek ve beğeniyle okudum. Üstadıma saygı ve selamlar.