Oldum
Dinleyin ağalar çeşm-i zârımı
Cümle dert bağına şehriyâr oldum Nasıl anlatayım canda hârımı Gençliğe darıldım ihtiyar oldum Pir elinden bâde içtim erenler Diyârdan diyâra göçtüm erenler Kanatsız havada uçtum erenler Kuş konmaz dağlara şehsuvar oldum Gâhî deli deyu taşa tuttular Gâhî âşîk deyu başa tuttular Buyur otur diye köşe tuttular Sazımla sözümle bergüzâr oldum Dost diye kurt kuşu seçtim erenler Yoruldum hasreti biçtim erenler Deryayı küreksiz geçtim erenler Mahi yol gösterdi bahtiyar oldum Sevilen değişmiş seven değişmiş Kalemi kelamı öven değişmiş Nefis sarayını döven değişmiş Erişti hazânım sonbahar oldum Keder sofrasına baçtım erenler Bazen yedi bazen üçtüm erenler Bilmediler beni hiçtim erenler Hayy diyen saçıma iftihâr oldum Dağların ardında göze kurumuş Muhabbet kervanı erken yürümüş Meğer ki her derdin piri var imiş Çektiğim çileden bahtiyâr oldum Gün oldu başlarda taçtım erenler Kelamla yıldızlar saçtım erenler Gâhî kurban idim koçtum erenler Üç günlük dünyadan intizâr oldum Yola revân olup sır yaptım derdi Ne verdiyse cana Yaradan verdi Sabreden ukbada murada erdi Ne idim ne oldum bikarar oldum Şan-ı Makberî’den kaçtım erenler Yakasız gömleği açtım erenler Kendimi dağlara saçtım erenler Ben benim kabrime türbedâr oldum ________Makberî |
ne kadar saf
tertemiz duygulu
berrak su gibi duru
akıntısına kapılmamak elde değil
değerli şairim kutlarım