YALNIZ VARLIĞIN DEĞİL/YOKLUĞUN DA TERK ETTİ BENİ…Sarışın çizgiler dalgalanırdı yüzünün atlasında senin Ela gözlerimi zeytin gözlerinin müptelası etmiştin Ne zaman baksam siyahlarına hemen bilirdim, Çal çal çalkalanacağnı içimin ! O simsiyah bakışlarla yüreğim de fırtınalar estirirdin Son aşama da iyice sarhoş ederdin Gün batarken gözlerini kamaştıran son kızıl ışıklara Ellerini siperlik gibi yapıp kızıl akşamın üstünü örterdin Ve gelip çatardı ben denihayet bir an için Cinnet vakti seni sevmelerin !… +++ Alıp kara bakışlarını sen en sonun da Benden ötelere, çok ötelere gittin Unutamadım yaşadığım ayrılık anını unutamadım asla ! Kan gövdeyi götürmüştü ömrümün ufkun da Bir anlatabilsem o sarı vedanın içimde ki infilakını sana Nice ölümcül hasarlar açtığını şu seven ruhuma… +++ Hep aynı ateştiniz Her zaman için siz Alev alevdiniz Yani kızıl ufuk ile ikiniz Ömrüme teslim bayrağı çektirdiniz Ta ki yüreğime dek uzanırdı sizin cinayetiniz Sana olan arzularım tam yol devam ederken Yokluğunla birlikte nice günahlara itiliriz Ve aniden başlardı yokluğunla sevişme vaktimiz… +++ Veda akşamında dünyamı sağanak yağdırmıştın Üstelik sabıkalıyken sen, üstelik hala sıcakken firarın Sana kırılamıyor, sana kızamıyordum Ulaşmıyordu sana figanım ! Sitemime en yakın akrabaydın Dahası bütün olmazsa olmazlığını kendinin Yüreğime çok sağlam olarak puntalamıştın Her gün biraz daha serpilen aşkını Zaten ruhuma yok satmıştın !… +++ Bazen kaçmak isterdim ölümün mutluluğu istikametine Ama sen düşlerime her düşdüğün de Başaramazdım bunu asılı kalırdım ben yine Asılı kalırdım bir boşlukta öylece Ölü bir can gibi ne yapacağını bilmez bir hal de Asılı kalırdım, O zeytin bakışlarının çelik çengelinde !... +++ Bazen de bakışlarının bakışlarımla seviştiğini hissederdim Öylesi zamanlar da kendime hükmedemezdim Sana ait çağrılarımı irademe kilitlemeyi yeğlerdim Ama o zeytin bakışlarla sen beni yine alabora derdin Bildiğin halde sen’li zamanlarımdayken sonumun ne olacağını İnadıma ellerini ellerime sürterdin Çoğu kez yürek ritmimin temposunu iflas ettirirdin !… +++ Yansırken düşlerime aşkının çaresizlik kıskacı Ruhuma musallat olan dev bir duygu dalgası Gelip çivilerdi kalbime kendi varlığını O yüzden işte, Benim ömrüm yok gibiydi kendim için işin aslı Ben seni yaşardım kendi yerime de hep velhasılı Kendi içimde günün her saati, her dakikası ve her anı… +++ Ne tuhaftır ki seninle de, sensiz de Sanki sürekli ölümü özleyen biri oldum Ruhumun bedenine ölüm giysisi giydirirdi hep senin sevgin Sana yanıp tutuşuyordum Gülsen yanıp tutuşuyor, somurtsan yanıp tutuşuryordum Kalsan korateş oluyor, gitsen kül olurdum !... +++ Neredeyse aşkının elinde bir alev topu oluyordum Çaresizliğin yegane sebebi sanki ben oluyordum Dönüp dolaşıp senden yana haklı bir sebep buluyordum Sana teslim olmayı galibiyet sayıp kendimi avutuyordum Senin sevginle değil, düşümdeki sevginle gözlerimi boyuyordum… +++ Birlikte seyrettiğimiz o kızıl akşamlarıda alıp yanına Gittin, ah gittin sen erişilmesi en zor uzaklara ! Götürmeseydin keşke yüreğimi de götürmeseydin yanın da Benden bir parça, senden bir parça, Bıraksaydın ikimizden bari birer parça bana Düş toplardım canım seni çektikçe belki arasıra Sen yokken gönlümün düşsel mezarlığın da !… +++ Bir kıymık hatıranı bile yalnızlığımdan esirgedin Çoktandır gelmemişti bir araya yüreğimle yüreğin Dilerdim ki beni kendin de değil, Kendini ben de öldürseydin Hatta yalnız bedenim olsaydı keşke terk ettiğin Oysa sen bana ömrümü terk ettirdin de gittin… +++ Daha doğrusu canımı bir yana, bedenimi bir yana ittin Sanki ikisini de birbirlerinden koparıp yok ettin Ve böyle bir aşkın finalini de, Kötünün de kötüsü bir ölümden beni bin beter ettin Yani varlığından bir vuslat beklerken hala yüreğim Var sen anla ki yokluğun tarafından bile terk edildim… ===== ================ İ. HAKKI GÜRCAOK ================ .MUĞLA / Köyceğiz. |