SESLENİYOR ARDIMDAN
Yıkık dökük cumbası
Sesleniyor ardımdan Yıllar var Gitmediğim… Cesaretimi yitirdiğim Arı kovanı üstü Pencere pervazına. Kararınca uslu Çocukluğum kokuyordur Belki de hala Sıvası dökük duvarlarında Cümle kapısında Tanıdık gülüşler Ayak üstü süren Kapı aralığı Konuşmalarda Bacalıktan düşen Baykuş… Eleğe hapsedip Dut ağacının kollarına Bıraktığım. Ya pamuk gibi yumuşak, İpek tırtıllarım. Mavi bisiklet Gazeteci Şeref Komşu kızı Yadigar’ın Sarı başak saçları Sel bastığında cirit atan Saklı sıçanlar Kışı ayaz, yazı cehennem Nallıhan… Gelin giden kızlar Geri gelen dul Eski okul Han üstü teras Tüfeklik ara Türbesine dayanmış cami, Nasuhpaşa… Yol yorgununa ayran Yıl bezginine boza Yukarı mezarlıkta Madanların Fatma teyze Uyansa, kalksa… Yine bayram olsa Kurban kaçsa Baksak sağa sola Sorsak dağa taşa Dönmeye korksak yeniden Kızacak diye annem İdris Amca seslense bir daha "Bulundu senin ki Şevki Usta" Sevinsek deli gibi ama Ah bir de sevincimizi Saklamak olmasa... Toplanın mahallem Yedi kule oynamaya Küçülün yaşlılar Doğun ölüler Canlanın… Dut zamanı Çırpalım gerin çadırı Oturalım başına Kalın biraz daha Akşam olacak nasılsa Gireriz acele etmeyin Kırmızı yorganlı Ak taştan baş yastığın Altına… ........asran |
Yıl bezginine boza
Yukarı mezarlıkta
Madanların Fatma teyze
Uyansa, kalksa…
ahhhh hani benim çocukluğum.. hani benim gençliğim...
tebrikler can.