DERT İMİŞ MEĞER
Ayrılık derdini, böyle bilmezdim
Hasretin en büyük dert imiş meğer Bir gün bile olsa, ayrı kalmazdım Açtığı bu yara, sert imiş meğer Gözümün yaşları, hep içe aktı Özlem ateşleri, gör nasıl yaktı Yar gelince akla, bir gece vakti İçimi kemiren, kurt imiş meğer İstediğin anda, bak gidilmiyor Sebepsiz acılar, hiç tadılmıyor Yanında olunca, fark edilmiyor O cananın yanı, yurt imiş meğer Yaşamadım saydım geçen her günü Yerini hiç bir şey, tutmuyor hani O da unutmazmış duydum ki beni Seven yürek ise, mert imiş meğer Gönül görmeyince, hep endişelik Ararım durmadan, ben felik felik Sevda denilen şey, iki kişilik Aşk acısı çeken, fert imiş meğer Bu derdi çeken de sanki ben tekim Hüzünler dağ oldu bende nitekim Ne Nisan, ne Mayıs, ne Eylül, Ekim Ayrılık yürekte, mart imiş meğer Yakar, yıkar gönlü, sevda vesair Yâr iken bir anda, olmuşum zair Lüzumsuz diyor ki, özleme dair Gördüğüm açık bir kart imiş meğer Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ ZAİR: Seyirci (E) Ziyaret eden, ziyaretçi. Hatır sormaya, görmeye giden |