ellerim cepçilik yapıyor umuttan
gözlerin canı çeker diye
rengarenk balonlardan


kundaklıyorum çocuk gülüşünü yüzümde
mum yalıyorum’ bazen yıldızı
aysız gecelerde..


nisana şemsiye
temmuza gözlük alıyorum takvimden
ve her ağustos sonunda
eylüle kalıyorum


ipliğini pazara çıkarayım diyorum, ayrılığın
siftahı teselli yapıyor
hepsi bu


simitin yanında iyi gitmiyor susam
martının gagasından balık kokusu
denizin gönlünde ayran
ah rüzgar ah
bana sus
suya dalgalan


keşke sur örmek yerine saçlarını örseydim onca zaman
gözcülük yerine o surların tepesinde
sözcülük yapsaydı elim
kale’m yerine


biliyorum, kalp hırsızı diyeceksin okuduktan sonra bu şiiri
ritmi aşk
suya söz vermişken busesi


usulca akar elbet
nehrin sana bakan kafiyesi

sevgilim,

temmuza gözlük beğendim
ağustos kabininde


denemek ister misin
eylül gelmeden önce..