Pencereden Bir Şiir Girdi İçeri
Gecenin sessizliğinde,
Araladım çalışma odamın kapısını. Benim odam sen kokar, bilmezsin. Çevirdim bütün sayfaları, her şiirde senin adın geçer. Kıt’alar canlanır kalemimle, ellerimle işlediğim her bir mürekkep zerresi seni betimler. Açtım kalbimin kapısını ardına kadar. Girdin bi kere içeri kurtuluş yok artık. Bu savaş ikimizin, bu savaş bizim. Onca şehir gezdim, henüz seni anlatacak bir güzellik göremedim. Üzerine düşeni yap, Kalbimin penceresini kapat. İçeri soğuk girmesin, Burası çıkmaz sokak. Sonbaharda tanıdım seni, Soğukların arasından çekip aldın beni. Ellerinde bir sıcaklık, yüreğinde bir güzellik, dünya ne kadar da mavi seninle. Buyur gel şiir demledim yine, İçmez miyiz karşılıklı birlikte. Şiirin içinde koşup, Atmaz mıyız kendimizi bir bahçeye. Gülüşün hecelere kadar girmiştir. Çıkmaz onca şiirin, sokağın içinden. sen diyorum sen. Uyandıran bütün şiirleri mezarından. Ben desen, geceler bana kefen. Dedim ya, sadece sen. Ömrümce koklayamadığım belki de bir daha yüzünü bile göremeyecek olduğum sen. Seni saklarım odamın her bir köşesinde. Seni koyarım şiirin her bir dizesine. Sana saklarım onca şiiri, en çok sen yakışıyorsun diye. Hatırına yazdığım son cümlede, hatıraların yeter. |