GERÇEK DERVİŞ
Gerçek derviş halkta farkı olandır
Ki, farkettirmeden Hakk’ı bulandır; Çeşmî giryân hâlle Hakk’ı ararken, Bulmadan, kendini zâyi kılandır. Buna fenâfillâh denir aslında; Hakk’a vuslat olmağa gitmiş olandır, Dîl gâhında Hakk’la vuslat faslında Âşık ma’şukunda bitmiş olandır. Bitmiş olan bir de halk arasında, Sanki kendin kabre itmiş olandır; Vurgun vardır aşktan hep yarasında Ki, merhem vurmaya gitmiş olandır. Sanma ki, aptaldır halk arasında Uykusu iptâldir, uyanık olandır; Uyanıklığından hâl sırasında Tam bir abdullâhtır, yanık olandır. Uyanıkken yanık olan nârına, Uyuduğunda uyanık olandır; Uyurken uyanık olan yarına, Dîdâr-ı yârine tanık olandır. Ermek çün temkîne telvîn ânında, Levn-i telyîn ile yâre boyandır! Kendini telmî eden telvîn ânında, Hep temkîn ânında yâre doyandır. Ama yâr doyulmaz aşk ta’rîfinde, Doydukça acıktıran aşk olandır; Hoştur aşkın ta’rifi ârifinde Ki, ârif bî tarif, ma’şûk bulandır. Derviş Mevlâ’ya râm, hep kapısında… Ana ana ona gayret kılandır; Ana ana yanan yâr tapusunda, Yana yana ona hayret olandır. Dervişe sermaye aşktır aslında, Zikir-fikir-şükür aşkı tutandır; Aşksız zikir-fikir olmaz aslında, Fikirsiz aşkta hep gâfil olandır. Gâfil âşık olmaz aşk kitâbında… Âşık Hakk katında divân durandır; Aşkın esâsında sırlar kalkmakta; Sırlar kalkınca da ilme doyandır. ALİ! İlim aşkta, mazhar ol aşka, Bî aşk alvet olan, şaşık olandır; Aşk nice bin hâlet, âşık ol Hakk’a; Hakk’la halvet olan, âşık olandır. |
siirlerinizde ve siirlerimizde gorusmek dilegiyle