ELİMİZİ
Ger yoksa aşk dîlde, bunaktır ihtiyardır;
Ger dil aşk ile meşk ise, bil bahtiyardır! Sardı gönle bir aşktır, bir kara sevdâdır… Sardı saralıdır fark ettik elimizi…!... Gel gayri, koş gayri, uç gayri bu sevdâya; Sev gayri, yan gayri, doy gayri yâr Mevlâ’ya! Aşk ne hoş bir bilgi, yeter âlim olmağa; Tadını doymaya okuyan elimizi… Bizim el başka el…! Salar Allâh aşkına; Allâh aşkına gel, el tut, dönme şaşkına! Bize dön, başkadır; yön.aşkadır, bak şuna…! Kavuş ma’şûkuna, gel tut da elimizi! Hakk’adır bunca râm, dön Mevlâ’ya vaktiyle! Hep aşktır tüm merâm, yan Mevlâ’ya aşkıyle! Başka yanmak harâm, aşka yanmak şartıyle; Tartılmaz tartıyle, gel çek bir elimizi…! Nakışlanmış el gör, tutaraktan vaktiyle; Ezberlemişler gör, yutaraktan hâliyle; Cezbelenmişler gör, adıyle ve tadıyle; Vuslattır zâtıyle; sebeb bil elimizi. Okunur ellerden, okuntudur eh bu el, O gün-bu gün elden ele gezer bak bu el…! Bu el Hakk’tan gelen, aşk ile gelen bir el; Bir tek bu el güzel, incele elimizi…! Bahşetmiş bizlere tadını rabbim aşkca; Nakşetmiş ellere adını rabbim Rab’ca; Okunsun diye hem latince hem arabca; Tadını tadınca okuduk elimizi. Ellerde hesâb var, topla-çıkar… hikmettir!... Toplamda sayılar yüzden tam bir eksiktir(!) Çıkar; ömür çıkar, ömr-i nebî demektir, Hikmetiyle bakar, okursan elimizi!... Sel gibi hikmet var, ele akar da akar… Dil-û dîle akar, akar hem de âşikar! Hakk’a kim el açar, alır nasibi kadar; Çok râm eden, açar bizim kadar elimizi. Kolayı seçeriz seçersek elimizi, Söyleyiveririz ism-i sevgilimizi, İnsanca severiz sevgili rabbimizi; Sever o da bizi, tutarsak elimizi. Elden a’lâ bir el varmış ol Hakk’a doğru… Yol doğru, kul doğru, giderler aşka doğru… Gidenler dosdoğru gider Hakk dosta doğru… El doğru, dosdoğru bakarsan elimizi!... Hakk’tan nakşoldu ya, bakın ele o lafız!... En doğru olursa onu söyleyen ağız, O bahâdır bahâ... O ağıza hayrânız!... Yolunda seyrânız, almışız elimizi. Dahi bu sıddîk el, bağlı en güzel ele; O da bağlı bir ele, ama kendi eliyle; Veren el alan el… ama Cibrîl vesile; Bu vesile ile okuduk elimizi. Rabbinden bir ele, o elden de Cibrîl’e, Cibrîl’den o ele takdîr-i ilâhiyle Verilen bu ele sarılırsan dört elle, İşte o an bekle, anlarsın elimizi…!... Ol da ol, dol da dol…! Özlerine aşk olsun! Yağmur ol, dolu ol…! Gözlerine yaş olsun; Oku bol…! Oku, ol! Sözlerine maşk dolsun; Eline şavk olsun tutarsan elimizi. Naşk nâşıka yarar, manşûk nâradan ise; Maşk mâşıka yarar, mamşûk varatân ise; Aşk âşıka yarar, ma’şûk yaratan ise; Selmân’ca aratan ise, tut elimizi…!... Gönle ırak diyorlar ıraktaki ma’şûka; Cümle ırak diyârlar yakındır hep âşıka; Kâlbten bağlananlar âşıktır o ma’şûka; Âşıklar bir başka tutmuştur elimizi!... Kelâmını etmeyen bir söze ben söz demem; İhsânını(!) bilmeyen bir öze ben öz demem; Cemâlini görmeyen bir göze ben göz demem; Gör! Denmez kör denir; göremez elimizi! Gavli ilâhîyse, meşgalesi aşk ise, Dîli Hakk ileyse, iniltisi meşk ise; Bilmişse, sevmişse, her hâli bin şevk ise; Eh, bir de dervişse, tam anlar elimizi…!... Dil değil, tatmayan pek lezzetli kevseri; Dîl değil, bulmayan aşk isimli cevheri; Dille dîl ayniyân birbirinin feneri; Ayniymiş hüneri, göstermiş elimizi…! Bir el ele değer, el alır kayda değer; Aşk ehlindense eğer, tâ varır Arş’a değer! Âşık neymiş meğer…!... son sidreye değse değer; Değer verip eğer tutarsa elimizi. Dervişsen berr bâbın, gör bâbı bilâc olur!... Ger diger her bâbın ahbâbı hilâc olur İçersen aşk âbın tamâmı ilâc olur; Erbâb-ı silâc olur yutan elimizi. Sezdirdi rabbim el âlemin elemini, Ki sevmiş el âlem çün, Rabb’in âlemini; Biz ise sevdik hep ol Rabb’ül âlemîn’i; Duyduk kalemini, okuduk elimizi…! Cezbesi nakşından, nakşetmiş başka başka…! Sebebi aşkından, aşkı ise bambaşka…!... Şu ALİ şaşkından güfte, müftê hep lacka… Ama aşkla Hakk’a bağlatmış elimizi. |
1 Haziran 2019 Türk Milletine mutluluk sunsun…
Gününüz hayırlı olsun…
.................................................... Saygı ve selamlar..