ANCAK ÖYLE YAZILIRŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiirin nasıl ve hangi duygularla yazılacağı hakkındaki nazımsal ifadesini kaleme almaya çalıştım.
Olmaz ısmarlama şiir; hâl, aşk, meşk, sevdâ lâzım... Olmak gerekir debreşir halli ki, şeydâ lâzım... Öz, söz ve de göz gelişir; bükük bir ceydâ lâzım, İlhâm denen fayda lâzım; ancak öyle yazılır. Hep kâfiyetten olmaz bu, bir de âfiyet lâzım... Hep âfiyetten olmaz bu, bir de sâffiyet lâzım... Hep sâffiyetten olmaz bu, bir de afviyet lâzım... Eh, bir de mavfiyet lâzım; ancak öyle yazılır. Şiire de ne gerek var? Konuş geç… deme, lâzım… Tatlı dil gerek; tatlılık, konuşan feme lâzım... Gemsizse de femsiz, nâ hoş; bir hoş çene lâzım... Çene hoştur, nemelâzım; ancak öyle yazılır. Sükût hâli hep altundan, bazen de susmak lâzım... Kaçmalı belâ haltından; bazen de pusmak lâzım... Lâzımdır gümüş, altundan; bazen de asmak lâzım... Bal ağzından kusmak lâzım; ancak öyle yazılır. Konuşmak gümüşse, susmak alınmış; bu da lâzım... Hatta bazen de aradan, dört nala cüdâ lâzım... Tutan eli, diyen ağzı olmağa Hüdâ lâzım... Eh, Hüdâ’dan nidâ lâzım; ancak öyle yazılır. Haramdır altın hep erkek adama, kakmak lâzım... Helâldir gümüş hep erkek adama, takmak lâzım... Eh, konuşma gümüşünü hoşça taşlamak lâzım... Taşı gediğine tıkamak lâzım; ancak öyle yazılır. Eh, neme lâzım diyene karşı ne demek lâzım? “Susma, sustukça sıra sana gelir”demek lâzım... Yani pustukça belâ gelir, bunu bilmek lâzım... Bazen susmamak lâzım; ancak öyle yazılır. Şiir her türlü yazılır; "BİR"li de yazmak lâzım... Buna vecîze denilir; iyi de yazmak lâzım... İyi de… kim anlar? Demeyin; tâ özü kazmak lâzım... Ata sözü yazmak lâzım; ancak öyle yazılır. İçli yazıldığı gibi, dışlı da yazmak lâzım... Hafif dokunduraraktan, …mış’lı da yazmak lâzım... Yazı, ilk ve sonbaharı ve kışı yazmak lâzım, Uçan kuşu yazmak lâzım; ancak öyle yazılır. Nerde hoş olanı varsa sözlerin, almak lâzım... Coşkusudur hep hoş sözler özlerin, bulmak lâzım... Şebnemini yağdırır hep gözlerin, salmak lâzım… Mânâlara dalmak lâzım…! Ancak öyle yazılır. Söz ola, hoş ola; birden bin mânâ olan lâzım... Söz ola, cûş ola; yerden semâya dolan lâzım... Söz ola, ru’ş ola; ALİ’yi titretip duran lâzım... Eh, kükretip duran lâzım; ancak öyle yazılır. ALİ MEHMET TÜRKOĞLU |
Nice güzel eserlere imza atmanız dileğiyle...
............................................... Saygı ve selamlar..