8
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
1332
Okunma
öğle arası bi ikindi çekti ki canım
sorma gitsin
şöyle yeşil ile mavinin, gözlerden uzak
usulca öpüştüğü kaçamak bi koyda
mavi bayraklar diksek seninle
bakir kalmış sulara
içimden bir ses
kalbin, yan gelip yatma yeri olmadığını söylüyor
aşka koşmak yerine
el ele yürüyüşe çık diyor..
ayak izleriniz kalsın
onu da köpük yutsun
içime kalsa kumlara uzanıp
Sertap ile serap arasında
şarap niyetine
bir içim seni, iç diyor
demesine de
sorma işte
mayıs tükenirken dalında
bahara verir mi hiç yaz
bronz’laşan madalya
aklımla fikrim arası bi cinlik geçti ki şimdi
sorma gitsin
evvelce batırdığım bir geminin ganimeti
sürüklense kıyıya
mantar tıpalı şişesinde
okunurken hikayem
aşkım aşkım
kuşlara bak hele
ya bana değil havaya
desem
tabi sen de
oracıkta
şıp diye yesen
aynı şişede aladdine
alaaddine
alaattine
ya her neyse işte
o şeye bürünen cinden
üç dilek dilemeye gelse
-de
kurtulsak hikayeden
sen beni dilerken bir yandan
ben,
seninle birlikte cini
bir de cin ile çince konuştuğum
Nastassja Kinski
derken,
öğle
ara olmaktan bi çıktı ki
sorma gitsin
ikindiye çok var şimdi
dakikayı saate
eti
kemiğe
aşkı
meşke
ör gitsin..