MAYIS GÜNEŞİ...Zaman, azizim: kar’lı bir düştü İçindeki hengameyi göklere savuran bir niyaz Edasıyla, pervasızlığın sunumunda o sanduka Ferinde göğün atıl bir yürekte Nadasa bıraktığın düşler Kımıltısı kayıp bir şehrin ciğerlerindeydi Tuttuğum her nefesi ablukaya alan Bir düş sihirbazı adeta Yeltenen kuş misali canında elemin Boz renkli bir düş kelebeği… Iskartaya çıkan hayallerin tecellisi belki de Yorgun bulutlardan damlayan aşk’a Nidalar savuran bekçisi göğün Sarı bir top Aşkını idame ettiren öbek öbek Sarkıtı kayıp bir lenduha İçimde eriyen şiirlerin iskeleti Kanatan hangi gölgede saklı sanırsın? Pekişen lanetin her huzmesi Yalıtılmış bir kalpazan seyir Muaf tutulmaksa en iyi becerdiğim. Tanrının ördüğü günde saklı niyazları Ölü beyitlerin de beynamaz silueti Bir içimlik olmasa aşk, dediğin Ömre yayılan dalga dalga Bunca hüsran Yeğlediğim sanrı yüklü hezeyan Düş meclisi toplandı işte tek seferde Azığa aldı yüreği Kanatları seğiren Abaza bir temenni Sanıp da kıyama durulan Aslında zehrolan yanık dilinde ömrün Korkarcasına sevdiğin her katre Gönülsüz olur mu hiç aşk, dercesine. Şimdi zabıt tutalım: Sihrine banıp ömrün Kuytularda meşk eyleyelim Taban tabana zıt ölüm perhizinde Hayata da çift dikiş atalım Zemherilerde yoran soğuğun ardından Tezgâha düşen Mayıs güneşi İllet gölgesinde şehrin Azınlıkta kalsak da ayan beyan… |