DUH/
Kuşların kanadıyla uçuyorduk o sabah
gök yağmurlu, adımlar ıslak nefesi terli sözler duruyordu merdiven dibinde zaman parmağının eğrisinde bir akrep gibi eşerken içimin toprağını . . . Dedim; insan kendine dokunmadan bir yarayı ipe asar mı ? Asamaz/mış. Gördüm elbet kırığımın içinde yoktu şifa alameti rüyamda, bilinçaltımın dar koridorları o vakitler parlement yok babam hep tütün karası. . . . Sordum; Neden zifir bu gündüz, bu gece, bu hayırsız insan modeli. Şimdi zaman eski Rüzgâr beyaz bir gömlek annem duvara çivilemiş aşı, astarı babam, hep taze ölü toprağın altında. . . . Dedim; çirkinliğimin kaçıncı yüzyılında bir güzel söz edemedim kendime aklım cebimde bir bozukluk harcadım bitti. |
Beğenerek okudum…
Şiirin güzelliğine alkış tutuyorum...
............................................. Saygı ve selamlar..