6
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
3417
Okunma
Kuşların kanadıyla uçuyorduk o sabah
gök yağmurlu, adımlar ıslak
nefesi terli sözler duruyordu merdiven dibinde
zaman parmağının eğrisinde bir akrep gibi
eşerken içimin toprağını
.
.
.
Dedim;
insan kendine dokunmadan bir yarayı ipe asar mı ?
Asamaz/mış.
Gördüm elbet
kırığımın içinde yoktu şifa alameti
rüyamda,
bilinçaltımın dar koridorları
o vakitler parlement yok
babam hep tütün karası.
.
.
.
Sordum;
Neden zifir bu gündüz, bu gece, bu hayırsız insan modeli.
Şimdi zaman eski
Rüzgâr beyaz bir gömlek
annem duvara çivilemiş aşı, astarı
babam,
hep taze ölü toprağın altında.
.
.
.
Dedim;
çirkinliğimin kaçıncı yüzyılında bir güzel söz edemedim kendime
aklım cebimde bir bozukluk
harcadım bitti.