RAKKASEMızrabıyla sinem deşerken udi; Yükselir bir feryat, oyuk göğsünden! Üst tellerden çıkan, savt-ı davudi; Haberler getirir, ta Endülüs’ten… Vururken rakkase, ritmini tek, tek! Savrulur sahnede, fırfırlı etek… Sanki kıvranıyor, gökte bir melek! Bembeyaz bir bulut, farkı yok sisten… Bir renk cümbüşü ki, dansçıyı sarmış! Her yanı füsunkâr, her hali sırmış! Rakkase eteği, sahneye sermiş! Hiç farkı kalmamış, tablodan, süsten… Sazlar tam bir afet, mucize eller! Sesler aynı lakin farklı bu teller… Sözler iç kaynatır, coşmuş o diller! Kesiliyor insan, tüm teneffüsten… Öyle bir armoni, sevmemek çok zor… Sazendeler coşmuş, gel de hayra yor! Rakkase/de güller yanar, sanki kor! Kolay mı ayrılmak, hiç bu meclisten… Unutmak mümkün mü, bu hoş geceyi? Şair karıştırmış, sözü, heceyi… Sarmış iken ateş, bütün bacayı; Gel de sakın şimdi, lanet iblisten… Karaman-2019/05 Halil Şakir Taşçıoğlu Sözlük: Savt: ses, sada... **BİR DÜĞÜN EĞLENCESİNDEN ESİNLENİLEREK YAZILMIŞTIR… HŞT |