SEVMENİN MEALİ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yol yorgunu düşlerim Tutarken yasını bilumum kefaret yüklü sanrılarda Göğe kement atan ölü nidaların Namazını kıldığım Ölümlü günün ruhuna Atıfta bulunduğum Gün mizaçlı tutsaklığım. İklimde doğan taziyelerim Aşka ahkâm kesen suretlerin İndinde Aşka hürmetle kavuşmayı dileyen Ölümcül idame Görgülü yoksunluk Teninde ılıman seyrin de Alametifarikası. Hırpani yolculuğun tutkulu doğasında Açan yaseminin keskin kokusu. Huda’nın varlığına kenetlendiğim Bir ölümcül sitem Kendimi esefle yinelediğim Propagandası biteviye Çatık kaşında mersiye Bir yetim sarnıç Akla zarar titreyen ruhun Dün yoksunu yarınlarda Kekeleyen bir gölge babında Sonsuzluğun idamesi. Yalıtkan ve sırıtkan ölülerin Haşmetli sessizliği ile Vuku bulan bir ilham Aşka erip aşkla eriyen nizamda Solunda tutuklu kalmışlığıyla Günah yüklü beldenin Güruhuna duyduğum sitem. Aymaz yalnızlığın Her ürkünç zerresi Kanıksanmış hazin son Bilmukabele sevgili evren Yasadığım her aşkı Yaşadığım son rüyayı Bir nefeste serdiğim tekdüze o ritim… Kayıpların mealine düşkün bir elemle Sonlandığıma binaen her ölümlü şiirde Öldüresiye seven bir Lokman hekim Sınanıp dirayeti anbean. Mevcudiyetimi ısmarladım evrene Göğün ritmine eşlik eden sergüzeşt bir beste Aşkın ilhamına yenik düşen de o kayıp mersiye İçimdeki inkılâp vesile iken mutlu günlere. Tokalaştığım dünün mealinde saklıyım işte: Tozlu geçmişin esefinde kaçkın ayak izim Bir demlendiğim bir dertlendiğim Sanrı cumhuriyeti kaygılarım Ölümüne sevdiğim hayal yüklü dost meclisim. Muzdarip olduğuma biat Ben yeminli bir tefrikayım İçinin ihlali çoktan sızmışken şiirlere Künefe tadında özgürlüğüm… Ne çatık kaşın ikbaliyim Ne de yalnızlığın açık ara farkla sirayet ettiği gökyüzü Ufkun derlediği bir ölümlü gizem Yalnız olmakla eş değer Adeta her ölümlü şiir: İrdelediğim filan da değil İzindeyim ben Kara Meleğin. Tortusunda yosun tutmuş mezarın Aşkı ihya eden artık hangi rüyaysa. Ve duaların gücü; Erdemli sevmenin meali Varsa yoksa hazan makamında mevsim. Dingin ruha duyduğum özlem Ne yardan ne serden geçtiğim Bir gece vakti; İsli şehrin teyakkuzunda Aymazlığında ölümlü dermanın Dirlik hâsılatı ölgün yüreğin. Şimdimle topladığım tüm yanlışlarım Kırgın mizacımda gölgeli bir sağanak adeta tüm aldatılmışlığım. Bir nazire Ehli beyit sevdamın aşka sitayişi Elemin de çapağında İhtiras yüklü gölgelerden kaçma mecburiyetim Zanların yekûnu Zemzem suyuyla yıkansa keşke tüm matem. Devrilen bir put daha Yoksun fıtratların gizeminde İlahi Aşkın erdemi Alaya alınsa da serçe benliğim. Muhatap olduğum kimsesizlik İki yakası şiirlerin Açılmadık hangi kutuysa Bir kuytuda demlendiğim mizacına aşkın Kör kütük yıkık şiirde toplu ölümleri duyguların Hengâmesi dünyanın sırtımda. Acıların ölçümü sorulur benden ansızın Sızan yaşın değil de yasladığım kadar Yaşamaya dair bir mizansen Öykünen varlığın tapındığı Huda Aşka ramak kala sehven yenik düştüğüm Meclisin hükmü belki de azınlık kadar. |