ÖZET
Hayatın içinde doğduk
Hayatın içine doğduk Hayat bizi içinde doğurdu! Kasaba kıvamında bir yaşam Zengin hiç değil Allah var, fakir de değil Kendi tuzuyla kavrulan Aç kalmayacak ve artırmayacak kadar Yani yetesi bir yaşam.. Memur babanın Hayata memur çocukları Gidilen yer yabancı Havası, suyu, yolu, dağları yabancı Sürgün bir nevi Bir nevi ceza.. Hayatın içinde, hayat içre bir öykü.. Çok olmak güzel, çok ekmek güzel Çok tabak güzel sofrada Sofrada çalakaşık yarışmak güzel Sofrada olmak güzel canparelerinle Kardeşlerinle.. Sonra göz açıp kaparsın Farkında olmazsın yiter zaman Rüzgarın estiği yerden eksilir yaşam Usul usul dağılır sofrayı paylaştıkların Toprağa dönen olur Uzağa gide olur, Olan sana olur..! Hayatın içine içine işleyen bir türkü bu Babamın Neşet’inden Benim Müslüm’ümden, Bacımın Volkan’ından Konak’ından.. Erzincan’a girince güzel bağlar görenlerin Erkilet güzeliyle bağ bozanların Sivas ellerinde çalınan sazıdır bizim hikayemiz Saf ve temiz..! Hayatın içinde doğduk sılasız vatansız Doğduğumuz ev yok Koştuğumuz sokak yok Çeşme yok su içtiğimiz Yol yok gelip geçtiğimiz Ölsek, dağ başlarına gömerler bizi Bizi gurbet topraklarında saklarlar İzimiz kaybolur yağan ilk yağmurla.. Hayat can verince can ister Emanetler geri döner özüne Kıbleye dönmeyenlerin toprağa dönüşüne ağlar bulutlar Bir ay ışığı aydınlatır soluk yüzümüzü Perdeler iner Duvarda nem kurur Göçmen kuşlar göçerler "Ve Celle Senaük" Dönüş muhakkaktır.. Hayatın içinde doğduk Hayatın içine doğduk Hayat bizi içinde doğurdu! . . . |