SANRI
-Bu can bu tende durdukça Leyla
Mecnunum sana Senin parmakların ince yaz geldi, üşürsün bulgur bulgur gülüşün, az sahte, az essah bir yalanın içinden henüz ’doğru’ olmuş gibi doğrulmuş gibi seni bilen bilir leyla bülbül gül hikaye... /ezan okunursa anam namaza durur ben abdestsiz uyurum/ bilen bilir seni leyla incecik parmakların, yalan mı? Üşürsün de, hadi yalansam yalan de! Biraz beklersen yaşlanıp gelirim yanına bir on yaş, on beş belki birdirbir oynarız sonra ah leyla bu pencereler çok dar bu sigara bitmiyor bu halı kirli bu şarkı babamın Neşet’inden rakı leyla, su leyla gözlerinin renginden nefret ediyorsam bildiğim vardır /başını eğme yere bakma leyla, bakma yere leyla, bakma! Demiştin de inanmamıştım siyah-beyaz yok! yol yok ekmek yok kuş yok şiir yok cehenneme kadar yolu var leyla cehennemin dibine kadar yolu var her şeyin minareden davet gelir; sağırım yeltensem, azdan önce çoktan sonra ordayım leyla, leylam, yollarımda bekleme, çünkü parmakların incecik senin seni bilirim leyla seni bilen bilir! /nehirler kime akar su niye akar kendine su suya niye akar ../ama senin saçların kısa! Hep kar yağsa kar yağınca babamın yeleğini de giyerim hem hem de gül olmaz bu mevsimde bülbül de olmaz olmasın! gül olmasın leyla bülbül olmasın! güneş olsun biraz, biraz da rüzgar, yok, rüzgar çok olsun, ve sonsuza kadar! /keman çalabilseydin hızlı koşardın duvarlar nemli leyla, kar yağsa hep.. Kime sorarsan sor parmakların ince kaçırdığım ilk tren bineceğim ilk trendi leyla yalanım yok, şerefsizim bu böyle bayat ekmekten bıktım ben üç gemim olsun biri batsın biri batmasın leyla bak bu yanan sigaram var ya senin gözlerinden güzelse bir gemim daha batsın.. unuttum sanma leyla bülbül gül olmasın.. /çay içerdin olsaydı her istediği olmuyor insanın leyla… Etekte taş kalmasın o zaman arabesk olsun şarkımız, isterim ki Müslüm kayıp çocukların annesi el ele meydanlarda leyla ağaçları kesenlerle ağaçlar kol kola cellat sevsin mahkum, çayını iç yarını savuşturur cebimdeki harçlık benim şah damarım yırtılıyor kan kaybından sarhoşum suyumu ver ince parmaklarınla bir de artık gel leyla gel! /kapım çalınır, kar yağar, pencerem kapalı Evdeyim ben dönme.. Uyuyorsan kalk tan ağaracak az önce biraz sonra seni gördüm düşümde üzerinde kısa saçların vardı, uzun gülüşlerin kahve peltesi doluydu avuçların fal baktım hiç bir vakte kadar hiç bir vuslat yok göz ucuyla göz uçlarının yokuşuna tırmandım tedirgin kan çanağı gözlerinden şiirler düşüyordu aheste leyla sen yazarsın da ben okumam mı biliyorum muzaffer ayrılık biliyorum bu bir dilemma! /atımı hazırla leyla bu rüya benim değil, bu sen değilsin, bu uyku dost değil! Leyla bu bir şiir değil... |
bu sen değilsin,
bu uyku dost değil!
...
...