ESİN...Sözcüklerin düş çukurunu ihbar ediyorum, Lime lime olmuş sesin çatallı yalnızlığı. Irak olmanın da vebali her kaçkın düş Zorla güzellik olmuyor demenin meali olsa olsa Çapkın bir gülüşte asılı yalnızlığımın asaleti. Gök kadar geniş yüreğim Lakin dar mezhepli cümlelerle olmaz işim Belki uyduruk bir masalda Halk kahramanı olurum Verdiğim her es’in de muadili iken İçimdeki esin ve dalgın hüviyeti: Kim ne derse desin, Demek ola ki cehalet İçliğimde yangın Ceplerimde soygun Yüreğe de vurgun mu yiyeceğim Bir gece vakti? Köhne lenduhalar var şehrin ısmarladığı Ve gecekondu apartmanlar Varsa yoksa yoksulluğun icadı Her vazgeçiş. Hükümranlığında İlahi Adaletin Canhıraş düşmüşlüğüm yollara Saçıma düşen her rengi illa ki kıştan bilmeyin. Zor, olmayacak duaya âmin demek Lakin vazgeçer mi insan Hayal çukuruna düşüp de Olası mı mutlanmamak? Bir göğün temennisi içimdeki rahvan Ve müptelası olduğum sevginin Hüzne dayattığı ayan beyan. Sonların zincirine eklendi yine Sonlanan çocukluk hayalim. Fıtratımda kâh hüzün kâh gizem Sonlanmayı hala talep etmediğim Tanrıdan yana da yok iken şüphem. Ellerimde devasa bulutlar: Hayret, nasıl sığdı minnacık elime Dünya denen bu koca kazan? Anlarımı unuttuğum her soruma Yeni ufuklar sunduğum Belki çok sakilim ya da ıssız Yoksa nükseden baharın coşkusu da mı, Elemi yok saydım ansızın? Çoğaldığım kadarım hatta daha fazlası Sevdiğim kadar da yalnızım: İçimden geçenin de asla Duyulmaz yankısı. |
Canı gönülden kutluyorum sizi ve güzel şiirinizi...