DİLEK TUTALIM CEMRELER DÜŞMÜŞKEN...Nazenin bir salınım adeta Atar damarımın pompaladığı ümidi Sair düş niyetine de içime çektiğim Günün irsaliyesi: Ne bir terennüm ne bir temenni: Varlığı doğamın, nakşeden Tepesinde ölümsüz bulutların Bir de seyrettiğim kozasında Düğün misali her yeni gün Giyinmişken gelinliğini Göğün aksıran sesinde hep bir düğüm. İfşası ömrün satırların azabı; Bekası cennetin değil mi faninin rüyası? Bir edimde olup biten; Bir izlekte evrenin yansıması Zatı alim ne düşkün ne de ölgün Bir güne sunumunda yüreğin Kalburüstü mevtamın da hıçkırıklarına Konan bir kuş misali Devingen dünyanın maruzatı Zanların can çekiştiği O pejmürde mevsim. Baharla kışın arasına girmiş bir kara kedi: Martın ikbali elbet sorulur cemrelerden Sayısız fırtına Sunmuşken maruzatını. Şimdi toplanıp gidelim, azizim: Varlık dediği ne ki? Soruları ben sorarım bile bile Alamayacağım cevapları Evren iade etmişken sahibine Bir de peşin yargıların yok mu istikbali? Varsın kenetlensin her katre Varsın serilelim düş misali Yürekten açılan o kocaman deliğe Sonra da dikelim pare pare yanarken Sevdiceğimiz her yürek Aşk yerine hasrete yüreği banarken. Zor ya da değil lakin tek seçenek: Gidelim ya da kalalım; Bilsem keşke bu hikaye nasıl nihayetlenecek: İyisi mi azizim; Dilek tutalım tam da cemreler düşmüşken Yeter ki aşk düşmesin gözümüzden. |
............................................Saygı ve selamlar.