SEVMEK İÇİN DOĞMUŞTUM BİR ŞİİR VAKTİ...Su yürüdü toprağa ve üredi mevsim, Dokusunda cehaletin aşk bürüdü gözlerini Evrenin çatal sesinde İç, dedi Tanrı: Bağdaş kurduğun her mecburiyeti tek nefeste Çek; Sonrası gelirdi gelmesine de Aşka ihanet etti zincir. Ölümlü ellerinde şiirin Sanrılar tutukladı hasreti ve Mağduriyeti kutsadı İlahi Güç: Pençesinde gazabım, illet bir gölge tanıklık etti Ve ah: Ve yandı tüm su küpleri Ne de olsa boştu içi kuyunun Ve sarnıcın Sancılanan Tabiat Ana Öykündü dündeki hüznüne kefenin de Cebinde saklıydı hasret: Kimlik mağduru asalet sustu susalı Yargılandı harisçe. Düşler kursağında kaldı gecenin İhanete tutsak şehrin sakinlerine Gönderme yaptı meclis: Hicabın karesinde kök söktü iblis. Yana yakıla sevmeyi şiar edinmiş kimse Kimsesizde; o da sustu. Şehla düşlerde yanılgı saklıydı Alıntı mahiyetinde her dün’ü Katık etti yarınlarına Debelenen şiir de geldi geçti zihnimden. Tutunmaya adaydım Tutuklu yüreğimde tuttuğum dileklerim Aşkın k/ayıp makamında Dilemması ömrün sükut ettiği her katrede Yol buldu; iz sürdü Ve yüz sürdü döndü de kendi aksinde Yansıyan bülbüllerin seslerine tanık oldu Çiçeğin ömrü mü uzundu Yoksa kelebeğin kanatlarından da mı kısaydı sevda? Ömürlük yanılgıya teğet geçen Doğasında ölü baykuşun Gamla anıldı adı şiirin Ve şairane hüznünü yok saydı evren Afallayan göğün kırık tekerinde Tık nefes bir şarkıyı uludu Ulu orta serildi huzurunda aşkın Geçit vermeyen mevsimlerden sarktı zincirlerim. Elem kadar gerçektim Ve gerçekler kadar korkutucu Oysaki sadece sevmek için doğmuştum bir şiir vakti. |