HOCA NASILETTİN (6)
-14-
Nasılettin Hoca gelir,(*) çıkar kürsüye; "- Fakir çalmayı bilmediğinden fakir, zengin çaldığı için zengindir!" Der, kızar buna zenginler; "- Hocam, hırsızmı yapıyorsun sen bizi?" Nasılettin Hoca kurnazdır; Tilki gibi; "- Tam tersi!, Çalmaya teşvik ediyorum sizi! Kafanı çalıştırmazsan, süte maya çalmazsan, sütten ne yoğurt olur nede peynir!" O zaman sorar fakir; "- Hoca, ben çalmayı bilmediğimden mi fakirim? "- Çal mir’im, sende çal! Saz olmasada ıslık olsun, ne çıkar!" -15- "- Hocam eski aylara ne olur?" "- Kırpıp-kırpıp yıldız yapar, göğe konur." "- Peki; Ya yenilmeden vede yeniden doğan, bieleşip-bütünleşip dolunay olan, karanlık gecelerimizde ışıldayan, kaybettiğimiz yolu aydınlatan..." Nasılettin Hoca gencin sözünü keser; "- Atatürkçü’müsün sen lan!" Der. -16- Komşusu birgün Hocaya gider, birkaç saatliğine eşşeğini ödünç ister., Nasılettin Hoca yalanı kolay bulur; "- Hayvan yok evde!" diye uydurur. Tam komşunun gideceği an, eşşek anırır ahırdan, fena kızar buna adam; "- Ahırdaymış eşşek hoca, Namından utan!" "- Bakın bre şu sefil herife. Sen kendini ne sanıyorsun. Benim sözüme inanmıyorsun, inanıyorsun eşşeğinkine!" -17- Dostum Kara Zurna, sen eşşek olduktan sonra, herkes semer vurur sana! Öyleyse bir kıssadan-hisse daha; Düşünmek içinse beynim; Demek ki kulaklarım duyar, gerçeği görür gözlerim, konuşmak için birde dilim var; "- Ey koca Nasılettin’im, -öyle diyorlar- sen ’vazgeçilmez’ imişsin? Bilki benim her günüm seçim!" (*) Orhan Veli Kanık’ın EŞŞEĞİN SÖZÜ Şiir kitabından esinlenerek yazılmıştır. Üstadın dışında hiç kimsenin alınmaya asla ve asla hakkı yoktur. |