Diyar-ı boz'dan
Şafak biterken,
Karanlık ağaçların içinde akılsız kuşlar ve kanatları Bukağı sesleri Sürüngenlerin taşıdığı yürekler ve daim çarpan yaşam Tasvir edilmedikçe çürüyen zamanı sağır etti İşitmek için kapandı gözlerim Şafak; uykularıyla çöktü oturdu toprağa Birden başlayan her bir şey Birden bitti O karanlık tasvirden dışarı açılan kapıdan Yağmurla çıktım Islak ve düşünceli bi yağmuru Memesinden ısırdı saydam bebeği Kıskandım çamurlardan heykeller Öksüzlüğün ulu hazzı suretimde Yarasına kum değen hayvanla başlayan kardeşliğim İşgalden geri çekiyorum öfkemi Sadakatle baktığım gökten habersiz Kendimin ulağıyım ben |