Uzay boşluğundayım
İçim ıssız çöl
Savururur beni Yıldız ışıkları olmayan Bir uzay boşluğun da Kendimi bu dünyaya Ait değilmiş gibi Hissine kapılmış Bir ruh hali Saatin akrebinde eridi zaman Geceyi körelten siyah renk Son trenin çığlığında bir yolcu Bir hareket Kar kaplamış rayların üstünü Soğuk ayaz çarpıyor yüzüme Kirpiklerim donuyor Bir yanım şikayetçi Diğer ise şehrin Kuru balağında yalnızlık Daha iyi der gibi Öteki benliğim bana Göç ediyorum ruhen Sanki bedende Gözlerim maviliği arıyor Akşamın çöken Kızıl kırmızı yerine Geçmiş kanıtlanmış Uzaklarda bana doğru Gelmeyin desem de Kulakları sağır duymuyor |