BEYİTLER-II-
ESERDEN MÜESSİRE
Elsiz böcekten ipek, zehirlisindense bal Düşün; Yüce Sâni’yi, sanatından ibret al... HAYAT Giymek için kefeni, çıkarır hırkaları Doğarken kendi ağlar, ölürken başkaları... OYUNA GELME! Son günlerde çoğaldı, bâtılı Hakk’a katan En kötü aldatıcı, “Allah ile aldatan” !.. İSTİSMARCI KİMDİR? İstismarcı olanlar, bilir misin ki; kimler? İnanmadığı halde, inanmış gözükenler... DOĞRUSU Yol almak mümkün değil, ne yergiyle, övgüyle Yaklaşmamız gerekli, “ilgi, bilgi, sevgiyle...” MÂRİFET Kendin kendin kalarak, konan engeli aşmak Bel ki esas mârifet, “yozlaşmadan uzlaşmak...” FARKI FARK EDİN Hiç kafa yordunuz mu, tüm yazılanlar niye? Hepsinin özeti şu; “farkı fark edin” diye... ÖYLE Mİ? Hakk’tan hakikattan, köre ne, köre ne Canlar feda olsun, görene, görene... SANMA Hiç bir şah verir sanma, tebâsına şahlığı Hiç mümkün mü devretsin, Allah’sa İlahlığı? ÖYLE DEĞİL Mİ? Binbir çeşit yiyecek, lokma lokma yutulur Bedenin ihramsızsa, “ten orucu” tutulur... DİKKAT ET Evlâdına sahip çık, yoksa zakkum içersin Çocuk toprağa benzer, ektiğini biçersin... NE OLUR! Şu kurala dikkat et, kötü hasletle dolma Bin kere “mazlûm” ol da, bir kere “zâlim” olma... UNUTMA Ecel öyle bir şey ki, geldiği an götürür Hem ayrılık, hem acı, hem de vuslat getirir... BU DÜZENDE Yazılı formalite, torpilin adı sözlü Çokgene döndü insan, en azı iki yüzlü... GÜZEL DEĞİŞMEZ Moda güzel olsaydı, değişir miydi sık sık? “Ruh köküne” yabancı, ne varsa sen sahip çık. DİN DİLDE YAŞAR Bil ki; din dille yaşar, yaşayan dile gelir Ne gelirse bir kula, inan ki dilden gelir... FİLİM GİBİ Seyreder uygar(!) dünya, bu ne biçim bir savaş Biri her türlü silah, diğeri bulursa taş... BIYIK Hava, su, çevre derken, gürültü kirliliği Birde yenisi çıktı, “görüntü kirliliği”... ASRIN HASTALIĞI Ne yazık ki çoğaldı, yâre yol bulamayan Ben müminim deyip de, Müslüman olamayan. UNUTMA Ölünce insanoğlu, geride yoksa eser Defteri rafa kalkar, kalemi ona küser. GÖRSE Ayyaş kendi hâlini, eğer sarhoşken görse Öldürsen içki içmez, birazcık aklı varsa. GÖNÜL KİMİ SEVERSE... Sevgi denilen nesne, insanın özündedir Güzel, çirkin mevhumu, bakanın gözündedir... AŞKIN DİLİ Sevdâyı çeken bilir, âşıklık varsa serde Göz ve gönül konuşur, sözün bittiği yerde... FAKÜLTELİM Ne hayaller kurmuştu, hayatı döndü kışa Bu mudur karşılığı, oku oku, aç yaşa...?! DEPREM DEDE(*) (Ahmet IŞIKARA) Yazdığım bu fiskeyi, kim duyarsa o gülsün Bel kırığın bilmeyen, fay kırığın ne bilsin... (*) Not: Üç ay önce beli kırılmış haberi yok. DİLDEKİ TAHRİFÂT Kelimeler kap gibi, ne koysan onu alır Yanlış mânâ yüklersen, ne din; ne de dil kalır... AŞK(*) Kınamayın a dostlar, âşığın kalbi şokta Onu yakan, kavuran; üç harf ile beş nokta... (*) Ayın, şın, kaf Hanifi KARA |