KAYIP PUSULA...Kemirgen olabilmekte muhalif duygular. Bir iç bildirgesi adeta Gelip geçene duyduğum hezeyan Temkinliyim bu aralar. Sınandığıma vakıf, Ben atıl bir tarlayım İçimdeki surelerde Elbet gelecektir sırası mutluluğun. Gözümdeki ne isyan ne yalan Seyri afakî dünyanın Palazlanmış çehresi Yangınlarda su taşıdığım istikamet Gözyaşlarım kadar rahmet yağdırsın Güzel Allah’ım. Sevecen ellerinde meleklerin Dumura uğramışlığımı unuttum ansızın Gölde yaşayan huzurun Yanık sesine meftunum epeydir İçimdeki makamsız şarkıların Baş kaldırdığı şiirlerim Kadar yaftalandığım Nasıl da aşikâr. Yağan kara biat, Beyazın ve masumiyetin doğasında Ben bir çakıl taşıyım Arkama bıraktığım Sırf takip etsin diye hüzünlerimi Ayıklarım da ayıklarım taşını İçimdeki Pişekâr ölülerin Densiz mizacına Bir kıyamda duran Yüreğimin bahtsız yankılarını men ederken Evren. Soğul ellerinde elemin Örtündüğüm şiirlerim Nasıl ki kazan kaldırmazken Ben de şaşkınım İçimdeki tantanaya Lafla değil şiirlerimle Yürüyor peynir gemileri Ben ki; En kemirgen canlı ile muhatabım İçinde insanlığın külleri Biraz oradan biraz buradan Mevla’m kol kanat gerdiği kadar Yalnızlığım çok da dert değil hani. Şifahen mensubu olduğum Hazanlık geçişlerin Hüsranı ile muhatap oluşum Takriben kaç asır Miladını gömdüm ve unuttum Akıl tarhımda Kayıp bir pusula İbresi acıyla sırdaş Katıksız unuttuğum Dün mizaçlı hatalarım Elbet verecek karşılığını İçimdeki düğüm Dolandıkça elim kolum Yansız benim cihandaki varlığım Kem gözlerden uzak kalayım sadece Seyir defterinde Gönülsüz tutukluğum Devirdiği kadar sonsuzluğu Kalp gözümle iştigal Ömür boyu. |