Nasılım sorma ’diyene senfonik bir cevap aralığı telaşı taşıyan suskun gece serinliğidir.üç perdeden oluşur
ben anlatırım yarım halimle tümüyle onu...

Böyleyim -III

narım..
Benzemez ikircikli dünyanın
Sana bakan alemsiz hataları.
Sürçi lisana af istemez!
Laf budur ziyasız kalsın , sorgu gecelerinden
Yıldızlı peştamalinle sardığın sarnıcından su dilenenlere.

Adı yoksunda bana kondu tüm çicekli sözler.
Baharı aramadım .
Afilli bir yaz tokatı aranırken
tüm üşümüşlüğümle bohem mordan;
vazgeçtim tümdengelen
ve tümevaran ve tümekoşan ve tümden kaçan
yani sana,
yani bize,
ne varsa mantık diye
tumturaklı !
. …….
Eski nisanları sevmem,
Bana geniş ayrılıkları anlatır acıya hapsedilmiş.

Galeyana gelmiş ateşi söndüren ellerim,
Üflemeye bırakılmış en gizli ateşim,
Benden aklen isteneni kaldırmaz
bu kusmuk dolusu küfür torbası zahir!

ya…
Eski insanları severim
rutubet kokan gökyüzünün katilidirler
……..
Sen nerdeysen ben orda yokum
Elim sen de değil bu.
Körebe,
bildin mi?
Olmadıysa çalış bir daha olur ,
Aritmetiği değil bu .
Çalışsan da çalışmasan da ben yoksulunum,
Antetli cevap kağıdına yazılmış.

Afyon kafalı kalbim
Gömemez sırra kadem basmış uçurtmayı
Küçük şeylerden kalecikler yap bana;
Eksik bir fotoğraftan,
Yarım bir türküden,
‘Odam kireç tutmuyor olsun’
Gizli bir sese olan aşkımdan,
Dağınık masanın resminden,
yağmurun bizi rahat bırakmayışından,
Omzunu öpmenden…
Yani küçük şeylerden.


dua ;
‘ Kıvrıkseyirdefterininaltınaçizittirilmişyamukinkişafaleti
Bendengelenebendengidenedüzdenbirdağveraybıgaybı
…bilen.’


Sana…
Biçare son solukların sarı sıcağını sarar,
Bıçak yarasından gocunmayan .

Tanenin çiğinde zemheri
Ulakların aşkında yaza koşanım
Oyuncakların iflah olmayanı ,suretsiz kelimelerim

…
Yağmuru dinle çocuk,
Gelir esiri gözlerinin.
Dindiğinde kuraklığın.
Hüzün bakan bir gün
güne bakar gibi,
Sana bakar,
Sana yanar..




Ufuk ataman