bir şeylerin miladı
eski bir yüzyıldan çalındı kapı
telaşla incelen sığınma içeriği zorlanmış soyut vebadan kaçan suça şuurla yaslandım rüzgarlara öykünen sesimle yataklık kadın teni gibi öperim dimağdan düşeni alabildiğine ortodoks ahenkle ve erkekçe sürdürülen kavalyelik nostaljiden daha eski gençliğin diş izleri ehlil atlarla yürüyorum tam karşıya sadeleştirilmiş zakkumlarla ellerimde riayet, armağan yasasına zehir zemberek elimde kalan nihayetler gölgeli kar kokusu kadar severim uygarca tozlanan örtü çöker sevdaya eski bir yüzyıla açılan pencereden baktım eylemlerle alınan zaferlere bulanık kaynaklardan sızan su taşkın yokluğun kıyısında yükselen coşkuyla ıssızdan geçen meridyenlerin böldüğü harita aklımla tutulan garezden beslendi eskilerdeyim haylidir tanıdıkların histerik isimleri çağrılır kendimi saptamaktan yorgunum ızdırabın delikanlı tavrı kapıyı açıyorum pencereleri açıyorum |
kutlarım şair arkadaşımı
selam ve saygılarımla