ŞİRAZE-56
DERT DİLE GELDİ
Biliyor musun Şiraze Herkesin umutları Çiçek açarken Benim umutlarım prangalıydı Sana tutsaktı En ücra zındanlarında aşkın Nemli duvar Soğuk hava Ve de sessizlik hakimdi Arada bir Demir parmaklık Ve Zincir sesleri bölüyordu Hayallerimi Çürümeye yüz tutmuş Bir sevdanın Zehirleyen kokusu Sararken tüm bedenimi Sen Kahkahalar atıyordun Kim bilir, belki de Nedenini bilmediğim, bilemediğim Dünya, ay dönüyor, devran durmakta Şu feleğin kastı, bana mı bilmem Kararan bahtım da, soldan vurmakta Bana getirttiği, gına mı bilmem Sabır taşı çatlamıyor, nedendir Akıp giden, zaman, ömür, bedendir Şiraze de, bana cefa, edendir İsyanım her zaman, an’a mı bilmem Şu gönül denilen, garip bir kuşmuş Hasretlik çekenin, gözleri yaşmış Kanadı kırılmış, sulara düşmüş Gölüm de çırpınan, suna mı bilmem Ağustos ayında, yağıyorken kar Sevdim seni gülüm, edemem inkar Bir çift kara gözün, hapsindeyim yâr Ateş te kavrulan, sine mi bilmem Lüzumsuz yâr diye, birini över Vuslata ermeme, yok ki bir yaver Her gönül mutlaka, birini sever Şiraze de bana, rana mı bilmem Şu sıra dağların Başı bulutlu Dağılmalı renk kara’ya Dönmeden Haykırsam o dağda Yankılanır ses Hasretten, özlemden alamam Nefes Ne bülbül sesi var Ne de bir canlı Su şakır sadece derelerin de Ayaz yalar cemalini Hoyratca Dalar gider Uzaklara gözlerin Yine yalnızlıktır Bedeni saran Taş inler, dağ inler Çok çok derinden Bölünür yüreğin orta yerinden Ah bu dağlar, yüce dağlar ağlaşır Deresinde, göz yaşları çağlaşır Bu Lüzümsuz, sazı ile söyleşir *** Çeken bilir, ayrılığın, hasını *** Hele dinle, sevdalının, yasını Dile geldi gönül Aşk dile geldi Ben sevdim dedikçe Dert dile geldi Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ RANA: Güzel, göze hoş görünen YAVER: Yardımcı |
Şu feleğin kastı, bana mı bilmem
Kararan bahtım da, soldan vurmakta
Bana getirttiği, gına mı bilmem
Yüreğine sağlık üstadım...