BİR BİLİNMEYEnli
Biraz çekilmeliyiz dünyadan
Kalabalıkların arasından Tek başımıza biz olmayı öğrenmeliyiz Kendimizi kendimizle eğitmeyi öğrenmeliyiz Kırıla kırıla parçalanıp darmadağan olmuş benliğimizi gördükçe; İnsanları uzaklaştırmalıyız (sırat) çok ince! Sessizce çekip gitmeliyiz bazen... Kendi bilmişliğimizi taslamayı, Yalnızken kullanmayı da unutmadan? -Zamanı gelince. Serüven denen çocukluğa dün gibi bakmışız hep Sarılmışız bir kaleme kağıda Geleceği kurtarmak için, Kimsenin umrunda olmamışız... O günleri özlemek mi içimizi acıtan, Dahada iyisini yapamamış olmak mı bugün canımızı acıtan? Ağlanılacak hatıraları hatırlamak mı O kağıdı buruşturup atan Çocukluğun çığlımı Oyunu sabaha boğan Özlem yine bugüne aslında Dünün pişmanlığına Gerekirse hiç doğmamış olmaya isyân! Hasret yine hüzne dönecek saateydi oysa Geri çevirebilirdik kaldırımları Şeklini bozmadan basabilirdik! çamurlara Buğulamadanda sevda ismini camlara dokuyabilirdik... Bu yüzden nefse küfür etmek her gün Bu yüzden rüyası korkunç uykular Boş insanlar bu yüzden Sarmış etrafı şeytanın insan siması Bu dünya bu yüzden kurtlar sofrası Ölüme neden hazırlıklı bu ruh Bu gençlik neden yığılmış içmiş Pis kokan kan Şişmiş bir karın Ve bom boş hayaller odası mide Aklın unuttuğu dayanılmaz geçen saniye neden Ölüme neden hazırlıklı bu ufuk? Neden alışık Kırılması niyeymiş bu kalbin Soran oldumu ki (sus!) İçin için dök Dağ taş kum parçala Dünyaya hakaretin içten olsun İsyanlaşmadan inatlaşmak "Zor ol"-sada yapabilmek Yaşaya yaşaya ölmek dakika Kanaya kanaya tüketmek nefesi Hıçkıra hıçkıra ağlamakmış Kısık sesin pişmanlık nefesi |