fişi yavaşça çekerken
adamın gözlerinin içine bakıp sessizce
güzel bir his bakkalda kimsenin ölmeyeceğini bilmek,
tam iki litre ekmek içtik aç karınla
reyonda sadece olmayan şeylere paramız yetiyordu,
tamam günü kurtardık derken,köşede sen belirirdin,
tende aniden beliren bir kırmızılık
ama anında
masada belirse güzel olurdu
belirtili isim tamlamasına ayıp olmasın diye
kapının kollarını çıkardık
hiçbir şeyi koymak için poşeti neden büyük boy ısrar ettik ki
burada aklımızın kesmediği şeylerde bıçak kullanıyorlar
bergson ve hbb tv aynı anda kapandı gibi,
biri içine biri dışına,brövesine kuş sıçmış bir asker şanssız sayıldı
kuş taktir gördü bizzat kuş arkadaşları tarafından,
sonra o kuşu vurdular av tv’de canlı yayında
2 kilometre ağladım,daha da ağlardım da
başkalarının üzülme hakkını çiğnemek istemedim,
sonra göğe baktım bir uçağın tüyü yavaşça düştü alnıma
ben üzülmeyim diye gece 12 den sonra üzerdi babam annemi,
güzel bir şeydi fişi çekince lambaların ölmeyeceğini bilmek,
iki fit yükseğe çıktım edamda hava fişek,yalnızlık banttan
ben de bir şeye benzemiyorum gökte olmadığım zaman
aynı havai fişek işte,
üstüme vazifeydi seni sevmek,biliyorsun
tam şurada kendi başına oluşmuş bir kediden bahsediyoruz
diğer kedileri bilemem,
kendi başıma seni sevdim,kinimin yerine bir at koydum
bütün arkadaşları tehlikede atın,
sen beni sevmedin biliyorum
bence sen biliyor musun hbb tv’yi bile sevmedin...
aslında güzel bir şey fişi çekince
televizyonların ölmemesi
öyle bir şey olsa zaten ben hemen anlarım hem
istedim ki hiç bir şey karıncalanmasın
karıncalar bile,
kafanı biraz geri çeksen görecektin seni sevdiğimi
bak ne güzel çıkmıştık şu fotoğrafta,fotoğrafta ben olmasam da