5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1335
Okunma
Bu Ankara bizim Ankara
Ara ara aklıma düşer de gül
Billurdan bir hikâye dökülür sulara
Suya zülüf olur bir siyah kâkül
Nil’den Tuna’dan dem vurur coğrafya kitapları
Gün kucaklar ayazda titreyen kuşları
Anlatırken masallar afitapları
İçime çığ düşer titreyen akşamlarda
Şarkıların dem vurduğu Ankara
Bizim Ankara
Ara ara gün düşer sulara
Turnalar zamansız varır da uykulara
“iki turnam gelir aklı karalı
Çıkarmış alları giymiş karalı”
Ankara yaralı biz yaralı
Bu Ankara, beni şair eden Ankara
Hüsn-i talilin yollarına kar düşer başıma efkâr
Bir minare narinliğidir ezan
Teşrinler vedaya hazır
Mevsimin adı hazan
Kış bükey aynalara emanet hayali gülün
Küçülür hüzün
Ulucanlardan ulu canlar
Bakar semaya
Güneşin boynu bükük
Velhasıl bu şehirde yaşamak omuzlarımda kutsal yük
“Can içre aradığım can”
Cansız bırakıp gider
Ben canansız bir Ankara şiiri yazmaya mahkûm
Ben müebbet
Medet ey Her şeyin sahibi medet…
İstekaya tutunup çıkmaya çalışırım
Çıkrıkçılar yokuşunu
Bir Ankara simitçisinin çağrılısı olarak
Susam çıtırtısını duyar gibi dişlerimin arasında
Canım yanar bir sokak kedisinin yarasında
Dediğim gibi
Pek değişen bir durum yok
Biz eskiyoruz eskimiyor şarkılar
“boş yere ağlama kalbini bağlama
Ankara kızlarına”
Ah Ankara ayazına meftun olduğum şehir
Tehir edilmiş
Tren seferlerini bekleyen saatler gibiyim
Öylesine yılgın
Terkedilmiş bir viran hane yüreğim
En son dilimde bir türkü
“Ankara’ ya kar yağdı güller altında kaldı”
Ankara, 16.11.2018 İbrahim Kilik
5.0
100% (7)